Bil Cutie – 6.18.18 Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

Our time is up
– Zamanımız bitti
Your eyes are shut
– gözlerin kapandı
I won’t get to tell you what
– sana ne olduğunu söylemeyeceğim
I needed you to know
– bilmem için sana ihtiyacım var
It’s dark enough
– yeterince karanlık
The moonlight doesn’t show
– Ay ışığı görünmüyor
And all my love
– ve tüm sevgimle
Could never bring you home
– seni evine götüremem


There’s no more stars to find
– burada bulmak için daha fazla yıldız yok.
And I’m too far behind
– ve ben arkanda, çok uzaktayım.
And I’d love to let you go
– ve seni bırakmak istiyorum
I’d love to let you go
– seni bırakmak istiyorum
You’re all that’s on my mind
– sen benim aklımdaki her şeysin
I called a thousand times;
– bin defa aradım
And I have to let you go
– ve seni bırakmak zorundayım.
But I love you more and more than you could know;
– ama seni, anladığından çok ama çok seviyorum.
I sat alone
– yalnız oturuyorum
Awaited your reply
– cevabını bekliyorum
Was driven home
– evime sürerken


When I started to cry
– ne zaman ağlamaya başlasam,
I should’ve known
– bilmem gerekiyor
I should’ve said goodbye
– görüşürüz demem gerekiyor
I only hoped
– sadece umdum,
I would’ve had more time
– daha fazla zamana sahip olmayı…
There’s no more stars to find
– burada bulmak için daha fazla yıldız yok.
And I’m too far behind
– ve ben arkanda, çok uzaktayım.
And I’d love to let you go
– ve seni bırakmak istiyorum
I’d love to let you go
– seni bırakmak istiyorum


You’re always on my mind
– sen her zaman aklımdasın
And I called a thousand times
– ve bin defa aradım
And I have to let you go
– ve seni bırakmak zorundayım.
But I love you more and more than you could know
– ama seni, anladığından çok ama çok seviyorum.
We’re both too young
– ikimiz çok genciz
To live and die this way
– bu yolda yaşamak ve ölmek için
A sunny summer day
– bir güneşli yaz günü


With so much left to say
– söylenecek çok şey bırakarak
Not 21
– 21’i değil,
The 18th out of pain
– günün acısı
The day you couldn’t stay
– senin kalamadığın gün
You made me wanna pray
– beni av yaptın
But I think God’s fake
– ama bence tanrının şakası
There’s no more stars to find
– burada bulmak için daha fazla yıldız yok.
And I’m too far behind
– ve ben arkanda, çok uzaktayım.
And I’d love to let you go
– ve seni bırakmak istiyorum
I’d love to let you go
– seni bırakmak istiyorum


You’re all that’s on my mind
– sen benim aklımdaki her şeysin
When I called a thousand times
– ne zaman bin kere söylesem
And I have to let you go
– ve seni bırakmak zorundayım.
But I love you more and more and more and more and more
– ama seni, senin bildiğinden çok ama çok ama çok ama çok ama çok
More and more, more and more and more than you will ever know
– çok ama çok, çok ama çok ama çok seviyorum
You will never know
– asla bilemeyeceksin…
You will never know
– asla bilemeyeceksin…




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın