Billy Joel – Goodnight Saigon İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

We met as soulmates
– Ruh eşleri olarak tanıştık.
On Parris Island
– Parris Adası’nda
We left as inmates
– Mahkum olarak ayrıldık.
From an asylum
– Tımarhaneden
And we were sharp, as sharp as knives
– Ve biz keskindik, bıçaklar kadar keskindik
And we were so gung-ho to lay down our lives
– Ve biz hayatımızı ortaya koymaya o kadar hevesliydik ki

We came in spastic
– Spastik olarak geldik.
Like tameless horses
– Tameless atlar gibi
We left in plastic
– Plastikten ayrıldık.
As numbered corpses
– Numaralandırılmış cesetler olarak
And we learned fast to travel light
– Ve ışıkla hızlı seyahat etmeyi öğrendik
Our arms were heavy but our bellies were tight
– Kollarımız ağırdı ama karınlarımız sıkıydı.

We had no home front
– Ev cephemiz yoktu.
We had no soft soap
– Yumuşak sabunumuz yoktu.
They sent us Playboy
– Bize Playboy gönderdiler.
They gave us Bob Hope
– Bize Bob Hope verdiler.
We dug in deep and shot on sight
– Derinlere indik ve görünürde vurduk
And prayed to Jesus Christ with all of our might
– Ve tüm gücümüzle İsa Mesih’e dua etti

We had no cameras
– Hayır kameralar vardı
To shoot the landscape
– Manzarayı çekmek için
We passed the hash pipe
– Esrar borusunu geçtik.
And played our tapes
– Ve kasetlerimizi çaldık
And it was dark, so dark at night
– Ve karanlıktı, geceleri çok karanlıktı
And we held on to each other
– Ve birbirimize tutunduk
Like brother to brother
– Kardeş kardeş gibi
We promised our mothers we’d write
– Annelerimize yazacağımıza söz verdik.

And we would all go down together
– Ve hep birlikte aşağı inerdik
We said we’d all go down together
– Hep birlikte aşağı ineceğimizi söylemiştik.
Yes, we would all go down together
– Evet, hep birlikte aşağı inerdik.

Remember Charlie?
– Charlie’yi hatırlıyor musun?
Remember Baker?
– Baker’ı hatırlıyor musun?
They left their childhood
– Çocukluklarını terk ettiler
On every acre
– Her dönümde
And who was wrong? And who was right?
– Ve kim yanılıyordu? Peki kim haklıydı?
It didn’t matter in the thick of the fight
– Kavganın ortasında fark etmezdi.

We held the day
– Günü tuttuk
In the palm of our hand
– Avucumuzun içinde
They ruled the night
– Geceyi yönettiler.
And the night seemed to last as long as
– Ve gece uzun sürecekmiş gibi görünüyordu
Six weeks on Parris Island
– Parris Adası’nda altı hafta
We held the coastline
– Kıyı şeridini tuttuk
They held the highlands
– Yaylaları tuttular
And they were sharp, as sharp as knives
– Ve keskindiler, bıçaklar kadar keskindiler
They heard the hum of our motors
– Motorlarımızın uğultusunu duydular.
They counted the rotors
– Rotorları saydılar.
And waited for us to arrive
– Ve gelmemizi bekledi

And we would all go down together
– Ve hep birlikte aşağı inerdik
We said we’d all go down together
– Hep birlikte aşağı ineceğimizi söylemiştik.
Yes, we would all go down together
– Evet, hep birlikte aşağı inerdik.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın