Einár Feat. Sebastian Stakset – Ingen Som Varna Mig İsveçce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Det är Einár och Sebbe
– Bunlar Ein CKR ve Sebbe.
Det är Sebbe och Einár
– Sebbe ve Ein CKR
Det är Einár och Sebbe
– Bunlar Ein CKR ve Sebbe.
Det är Sebbe och Einár
– Sebbe ve Ein CKR
Straynané
– Başıboş

Ey, jag ser det på din blick
– Ey, bakışları üzerinde görüyorum
Du vill vara störst, vara bäst i din klick
– En büyüğü olmak, kliğinde en iyisi olmak istiyorsun.
Och förut jag höll en gun, nu jag håller i en mick
– Silah tutmadan önce, şimdi de mikrofon tutuyorum.
Och det fanns ingen som varna mig om vägen där jag gick, ey,ey,ey,ey
– Ve gittiğim yol hakkında beni uyaracak kimse yoktu, ey, ey, ey, ey, ey
Allt där ute, det är trist
– Dışarıdaki her şey sıkıcı.
Min lillebror är tolv och han sitter på en SiS
– Küçük kardeşim on iki yaşında ve bir kız kardeşi üzerinde oturuyor
Så hans mamma skurar golv och hans broder kastar bricks
– Böylece annesi yerleri tarıyor ve kardeşi tuğla atıyor
På förhörsprotokoll, bror det stod att han va tyst, ey, yo
– Sorgu tutanağında, kardeşim sessiz olduğunu söyledi, ey, yo

Ey, vi var ute sena kvällar på çok skumma ställen
– Lleok’un gölgeli yerlerinde gece geç saatlere kadar dışarıdaydık.
Ville bli kriminella, lyssnade på Kartellen
– Suçlu olmak istedi, karteli dinledi
Vi var inte snälla, råna folk i rondellen
– Nazik değildik, kavşakta insanları soyuyorduk.
Lätt att hamna i fällan, lätt att åka på smällen
– Tuzağa düşmek kolay, hamile kalmak kolay
Ey, mannen, jag kan se du vill bli som mig
– Dostum, benim gibi olmak istediğini görebiliyorum.
Sebbe, när jag va liten, jag ville bli som dig
– Sebbe, küçükken senin gibi olmak isterdim.
Här-a det tas liv efter liv, okej
– İşte-Hayattan Sonra Hayat Alınır, tamam mı
Och kulan flyger in, rakt i nåns face
– Ve kurşun birinin yüzüne doğru uçuyor.
R.I.P min bror, för dig min bror, jag häller ut
– R. I. P kardeşim, senin için kardeşim, içimi döküyorum.
Socialen hata på mig, sätter LVU
– Bana sosyal nefret, lvu’yu koyar
Och små barn, mannen, dom styr och ställer nu
– Ve Küçük Çocuklar, adamım, şimdi yönetiyorlar ve kuruyorlar
Du får life eller dö, så bestäm dig nu
– Ya hayat bulursun ya da ölürsün, şimdi karar ver
Och jag ser det på din min, du vill göra mer än bara en kanin
– Ve bunu yüzünde görüyorum, sadece bir tavşandan daha fazlasını yapmak istiyorsun
Och broder, jag vet det jetski, mannen, att vara rik
– Ve kardeşim, zengin olmanın jetski olduğunu biliyorum dostum.
Men millarna jag har, de kommer ifrån musik
– Ama sahip olduğum değirmenler müzikten geliyor.
Och pengar kommer och går när man gör dem on the street
– Ve sokakta kazandığında para gelir ve gider
Och aina vill komma åt dem och få dig sitta tid
– Ve aina onlara erişmek ve sana zaman ayırmak istiyor.
Så tänk väldigt noga vad du gör med din tid
– Bu yüzden zamanınızla ne yaptığınızı çok dikkatli düşünün
Ge djävulen ett finger så kapar han ditt liv, ey, jag svär
– Şeytana bir parmak ver ve hayatını kaçıracak, ey, yemin ederim

Ey, jag ser det på din blick
– Ey, bakışları üzerinde görüyorum
Du vill vara störst, vara bäst i din klick
– En büyüğü olmak, kliğinde en iyisi olmak istiyorsun.
Och förut jag höll en gun, nu jag håller i en mick
– Silah tutmadan önce, şimdi de mikrofon tutuyorum.
Och det fanns ingen som varna mig om vägen där jag gick, ey,ey,ey,ey
– Ve gittiğim yol hakkında beni uyaracak kimse yoktu, ey, ey, ey, ey, ey
Allt där ute, det är trist
– Dışarıdaki her şey sıkıcı.
Min lillebror är tolv och han sitter på en SiS
– Küçük kardeşim on iki yaşında ve bir kız kardeşi üzerinde oturuyor
Så hans mamma skurar golv och hans broder kastar bricks
– Böylece annesi yerleri tarıyor ve kardeşi tuğla atıyor
På förhörsprotokoll, bror det stod att han va tyst, ey, yo
– Sorgu tutanağında, kardeşim sessiz olduğunu söyledi, ey, yo

Det var ingen som varna mig
– Beni uyaracak kimse yoktu.
De här gatorna är knas, okej
– Bu sokaklar mahvoldu, tamam mı
Den här staden vill dra ned mig
– Bu şehir beni sürüklemek istiyor
Jag vet Satan, han hatar mig
– Şeytan’ı tanıyorum, benden nefret ediyor.
Jag rullar i ljus, mitt enda alternativ
– Işıkta yuvarlanıyorum, tek seçeneğim
Bror, jag mötte Gud och han lighta upp mitt liv
– Kardeşim, Tanrı’yla tanıştım ve hayatımı aydınlattı.
Jag har varit som Gud, det var para och weed
– Tanrı gibiydim, para ve ot gibiydi.
Men det roliga tog slut, som grabbarnas liv, uh
– Ama eğlence sona erdi, tıpkı adamların hayatı gibi.
Det är 33 vänner jag har förlorat
– Kaybettiğim 33 arkadaşım var.
Säg, vilka problem är det vi har förstorat?
– Büyüttüğümüz sorunlar neler?
Skivbolagsbranschen är fett med falskt
– Plak endüstrisi sahte ile şişman
När det går bra alla hänger runt din hals
– İşler yolunda gittiğinde herkes boynuna takılır.
(Ah men, tjena gubben, du borde signa med oss)
– (Hey çocuklar, bizimle imzalamalısınız.)
(Du får feta förskott och royalties, förstås)
– (Tabii ki şişman avanslar ve telif hakları alıyorsunuz)
Ey, de pratar med dig som du efterbliven
– Seninle gerizekalı gibi konuşuyorlar.
Bror, fortsätt skicka skivbolag i vänsterfilen
– Kardeşim, sol dosyadaki kayıt etiketlerini göndermeye devam et.
Våra ord formade en generation
– Sözlerimiz bir nesli şekillendirdi
Nisse, skicka inte barnen till samma ändstation
– Çocuklarını aynı istasyona gönderme.
Gör inte om samma misstag som jag
– Benimle aynı hataları yapma.
Hey, forma dem rätt, bror, gör nå’t bra
– Hey, onları doğru şekillendir kardeşim, iyi yapma

Ey, jag ser det på din blick
– Ey, bakışları üzerinde görüyorum
Du vill vara störst, vara bäst i din klick
– En büyüğü olmak, kliğinde en iyisi olmak istiyorsun.
Och förut jag höll en gun, nu jag håller i en mick
– Silah tutmadan önce, şimdi de mikrofon tutuyorum.
Och det fanns ingen som varna mig om vägen där jag gick, ey,ey,ey,ey
– Ve gittiğim yol hakkında beni uyaracak kimse yoktu, ey, ey, ey, ey, ey
Allt där ute, det är trist
– Dışarıdaki her şey sıkıcı.
Min lillebror är tolv och han sitter på en SiS
– Küçük kardeşim on iki yaşında ve bir kız kardeşi üzerinde oturuyor
Så hans mamma skurar golv och hans broder kastar bricks
– Böylece annesi yerleri tarıyor ve kardeşi tuğla atıyor
På förhörsprotokoll, bror det stod att han va tyst, ey, yo
– Sorgu tutanağında, kardeşim sessiz olduğunu söyledi, ey, yo

Ey, broder, vad gör du med ditt liv
– HEY, kardeşim, hayatınla ne yapıyorsun?
Ey, broder, vad gör du med ditt liv, uh?
– HEY, kardeşim, hayatınla ne yapıyorsun?
Ey, bror, vill inte göra mera tid så jag försöker att hålla mig clean, ey, yo
– HEY, kardeşim, daha fazla zaman kazanmak istemiyorum bu yüzden temiz kalmaya çalışıyorum, ey, yo
Ey, broder, vad gör du med ditt liv
– HEY, kardeşim, hayatınla ne yapıyorsun?
Ey, broder, vad gör du med ditt liv, uh?
– HEY, kardeşim, hayatınla ne yapıyorsun?
Ey, broder, jag svär jag vill bli rik så jag fortsätter att göra min musik, ey, yo
– EY, kardeşim, Yemin ederim zengin olmak istiyorum bu yüzden müziğimi yapmaya devam ediyorum, ey, yo




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın