ENHYPEN – Blessed-Cursed Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

(Oh, whoa)
– (Oh, whoa)

We go (go, go, go, go, go, go, go)
– Gidiyoruz (gidiyoruz, gidiyoruz, gidiyoruz, gidiyoruz, gidiyoruz, gidiyoruz, gidiyoruz)

Wake up, 이제 눈을 떠 가짜 축복 속에서
– Uyan, şimdi gözlerini açan sahte bir nimetle
I wanna be, wanna be on my way, I bet
– Olmak istiyorum, yolda olmak istiyorum, bahse girerim
날 가두는 경계선, 네 룰 따윈 집어치워
– Beni kilitleyen sınır çizgisi, kurallarını al.
I wanna be, wanna, I, way, I bet
– Olmak istiyorum, istiyorum, ben, yol, bahse girerim

꺼진 줄 알았어, 내 맘속 타던 여름이
– Bence o kadar iyi değildi. Aklımdan geçen yaz.
달콤한 입술로 날 길들인 이 property
– Benimle tatlı dudaklar bu mülkü evcilleştiriyor
몸에 걸친 luxury, blue pill 같이 나의 눈 가리네, yeah
– Vücudun her yerinde lüks, gözlerimi mavi bir hap gibi kapat, evet
Tell me, do I get blessed or do I get cursed? I just want to know
– Söyle bana, kutsandım mı yoksa lanetlendim mi? Sadece bilmek istiyorum

유산같이 건네진 승리, 조명 뒤에 감춰진 비밀
– Zafer bir miras gibi geçti, ışıkların ardındaki sır
마리오네트의 사각 안에서 춤을 추던 나였어
– Kuklanın meydanında dans eden bendim.
Don’t wanna stay, 이제 깨달은 진실이
– Kalmak istemiyorum, şimdi gerçek gerçekleşti
나를 불러, 멀리서 나를 불러 (let’s go)
– Beni ara, beni uzaktan ara (hadi gidelim)

Just stop, don’t tell me what to do
– Dur, bana ne yapacağımı söyleme.
훈장 같은 저주
– Bir dekorasyon gibi lanet
이 저주 속에 I’ll be ok, no pain, no pain, yeah
– Bu lanette, iyi olacağım, acı yok, acı yok, evet

저 빛 너머의 liar, 우린 현실로 fade in
– yalancı bu ışığın ötesinde, gerçeğe dönüşüyoruz
이 거짓들 사이, 현생 속으로 다이빙
– Bu yalanlar arasında, şimdiki hayata dalın
And I walk like a lion, 내 역사를 난 making
– Ve bir aslan gibi yürüyorum, tarihimi yazıyorum
몰라 정답 따윈, 내 방식대로 가지 (goes on and on)
– Doğru cevabı bilmiyorum, uzayıp gidiyor.

Wake up, 이제 눈을 떠 가짜 축복 속에서
– Uyan, şimdi gözlerini açan sahte bir nimetle
I wanna be, wanna be on my way, I bet
– Olmak istiyorum, yolda olmak istiyorum, bahse girerim
날 가두는 경계선, 네 룰 따윈 집어치워
– Beni kilitleyen sınır çizgisi, kurallarını al.
I wanna be, wanna, I, way, I bet
– Olmak istiyorum, istiyorum, ben, yol, bahse girerim

I don’t want, I don’t want, ooh, 영점 짜리 그 정답
– İstemiyorum, istemiyorum, ooh, bu doğru cevabı sıfırla
이제 난 잊지 않아 날개를 꺾어놓은 그 lie
– Şimdi kanatlarımı kıran yalanı unutmuyorum.
Don’t wanna miss (don’t wanna miss), 아직 숨 쉬는 나다움이
– Kaçırmak istemiyorum (kaçırmak istemiyorum), hala bir nefesim var
나를 불러, 멀리서 나를 불러 (let’s go)
– Beni ara, beni uzaktan ara (hadi gidelim)

Just stop, don’t tell me what to do
– Dur, bana ne yapacağımı söyleme.
훈장 같은 저주
– Bir dekorasyon gibi lanet
이 저주 속에 I’ll be ok, no pain, no pain
– Bu lanette iyi olacağım, acı yok, acı yok

저 빛 너머의 liar, 우린 현실로 fade in
– yalancı bu ışığın ötesinde, gerçeğe dönüşüyoruz
이 거짓들 사이, 현생 속으로 다이빙
– Bu yalanlar arasında, şimdiki hayata dalın
And I walk like a lion, 내 역사를 난 making
– Ve bir aslan gibi yürüyorum, tarihimi yazıyorum
몰라 정답 따윈, 내 방식대로 가지 (goes on and on)
– Doğru cevabı bilmiyorum, uzayıp gidiyor.

Wake up, 이제 눈을 떠 가짜 축복 속에서
– Uyan, şimdi gözlerini açan sahte bir nimetle
I wanna be, wanna be on my way, I bet
– Olmak istiyorum, yolda olmak istiyorum, bahse girerim
날 가두는 경계선, 네 룰 따윈 집어치워
– Beni kilitleyen sınır çizgisi, kurallarını al.
I wanna be, wanna, I, way, I bet
– Olmak istiyorum, istiyorum, ben, yol, bahse girerim




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın