Jake Bugg – All I Need İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Call me cynical, but original
– Bana alaycı ama orijinal deyin
Tryin’ to fit into a world that’s so digital
– Bu kadar dijital bir dünyaya uyum sağlamaya çalışıyorum
Came to let you know
– İzin için geldi
I left the pigeon hole
– Güvercin deliğinden ayrıldım.
Now I gotta find an edge, won’t let it go
– Şimdi bir kenar bulmalıyım, gitmesine izin vermeyeceğim

I don’t think twice
– Ben iki kez sanmıyorum
‘Cause I know my mind
– Çünkü aklımı biliyorum.
This could be our time
– Bu bizim zamanımız olabilir
Tonight just feels so right
– Bu gece çok doğru geliyor

All I need
– Tüm ihtiyacım var
It don’t let me down, it don’t let me down
– Beni hayal kırıklığına uğratmadı, beni hayal kırıklığına uğratmadı
All I need
– Tüm ihtiyacım var
And it don’t let me down, it don’t let me down
– Ve beni hayal kırıklığına uğratmadı, beni hayal kırıklığına uğratmadı

Tell me where the fight is
– Dövüşün nerede olduğunu söyle.
Tell me where the high is
– Bana yüksekliğin nerede olduğunu söyle
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?

Tell me where the fight is
– Dövüşün nerede olduğunu söyle.
Tell me where the high is
– Bana yüksekliğin nerede olduğunu söyle
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?

I know who you are, and I’m never wrong
– Kim olduğunu biliyorum ve asla yanılmıyorum.
I believe you’re nothing if you think that you are someone
– Eğer biri olduğunu düşünüyorsan, bir hiç olduğuna inanıyorum.
Just try and realize that you don’t have to lie
– Sadece yalan söylemek zorunda olmadığını fark etmeye çalış
Everybody’s trying to live just one day at a time
– Herkes her seferinde bir gün yaşamaya çalışıyor

I don’t think twice
– Ben iki kez sanmıyorum
‘Cause I know my mind
– Çünkü aklımı biliyorum.
This could be our time
– Bu bizim zamanımız olabilir
Tonight just feels so right
– Bu gece çok doğru geliyor

All I need
– Tüm ihtiyacım var
It don’t let me down, it don’t let me down
– Beni hayal kırıklığına uğratmadı, beni hayal kırıklığına uğratmadı
All I need
– Tüm ihtiyacım var
And it don’t let me down, it don’t let me down
– Ve beni hayal kırıklığına uğratmadı, beni hayal kırıklığına uğratmadı

Tell me where the fight is
– Dövüşün nerede olduğunu söyle.
Tell me where the high is
– Bana yüksekliğin nerede olduğunu söyle
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?

Tell me where the fight is
– Dövüşün nerede olduğunu söyle.
Tell me where the high is
– Bana yüksekliğin nerede olduğunu söyle
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?

I, I don’t think twice
– Ben iki kez sanmıyorum
‘Cause I know my mind
– Çünkü aklımı biliyorum.

All I need (all I need)
– Ben ihtiyacım tüm (tüm ihtiyacım)
It don’t let me down, it don’t let me down
– Beni hayal kırıklığına uğratmadı, beni hayal kırıklığına uğratmadı
All I need
– Tüm ihtiyacım var
And it don’t let me down, it don’t let me down
– Ve beni hayal kırıklığına uğratmadı, beni hayal kırıklığına uğratmadı

Tell me where the fight is
– Dövüşün nerede olduğunu söyle.
Tell me where the high is (tell me)
– Bana yüksekliğin nerede olduğunu söyle (söyle)
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?
Can you hear me now? (Can you hear me?)
– Şimdi beni duyabiliyor musun? (Beni duyabiliyor musun?)

Tell me where the fight is
– Dövüşün nerede olduğunu söyle.
Tell me where the high is
– Bana yüksekliğin nerede olduğunu söyle
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?
Can you hear me now?
– Şimdi beni duyabiliyor musun?




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın