Mick Harvey – Out Of Time Man İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I’m walking out for love
– Aşk için yürüyorum
I’m walking out really down
– Gerçekten aşağı iniyorum.
Like a cool breeze
– Serin bir esinti gibi
I’m gonna be late again
– Yine geç kalacağım
“Driver wait for me please!”
– “Benim için sürücüsü lütfen bekleyiniz!”
I’m running all in vain
– Boşuna koşuyorum
Trying to catch this ftrain
– Bu ftrain’i yakalamaya çalışıyorum

“Time dont fool me no more”
– “Hayır daha fazla zaman dont fool me”
I throw my watch to the floor
– Saatimi yere atıyorum.
(It’s gone crazy)
– (Çıldırdı)
“Time don’t do it again”
– “Bir daha yapma zamanı”
Now im stressed and strained
– Şimdi stresli ve gerginim
Anger and pain
– Öfke ve acı
In the subway train
– Metro treninde
Now it’s half past two
– Şimdi saat iki buçukta.
Long gone the rendez-vous
– Buluşma çoktan gitti.
Now it’s half past three
– Şimdi saat üçte buçukta.
Time made a fool out of me
– Zaman beni aptal yerine koydu.
Now it’s half past four
– Şimdi dört buçukta
Baby cant you see
– Bebeğim göremiyor musun
No use in waiting no more
– Artık beklemenin faydası yok.
It’s timing tragedy
– Bu zamanlama trajedisi
I think it’s nine
– Sanırım saat dokuz
When the clock says ten
– Saat on dediğinde
This girl wouldnt wait
– Bu kız beklemezdi
For the out of time
– Zamanın dışında
Out of time man
– Zaman aşımına uğramış adam

“Time don’t fool me no more”
– “Zaman artık beni kandırma”
I throw my watch to the floor
– Saatimi yere atıyorum.
(It s gone crazy)
– (Çıldırdı)
“Time dont do it again”
– “Bir daha yapma zamanı”
Now I’m stressed and strained
– Şimdi stresliyim ve gerginim.
Anger and pain
– Öfke ve acı
In the subway train
– Metro treninde
Now it’s half past two
– Şimdi saat iki buçukta.
Long gone the rendez-vous
– Buluşma çoktan gitti.
Now it’s half past three
– Şimdi saat üçte buçukta.
Time made a fool out of me
– Zaman beni aptal yerine koydu.
Now it’s half past four
– Şimdi dört buçukta
Baby can’t you see
– Bebeğim göremiyor musun
No use in waiting no more
– Artık beklemenin faydası yok.
It’s timing tragedy
– Bu zamanlama trajedisi
I think it’s nine
– Sanırım saat dokuz
When the clock says ten
– Saat on dediğinde
This girl wouldn’t wait
– Bu kız beklemezdi.
For the out of time
– Zamanın dışında
Out of time man
– Zaman aşımına uğramış adam

Now it’s half past two
– Şimdi saat iki buçukta.
Long gone the rendez-vous
– Buluşma çoktan gitti.
Now it’s half past three
– Şimdi saat üçte buçukta.
Time made a fool out of me
– Zaman beni aptal yerine koydu.
Now it’s half past four
– Şimdi dört buçukta
Baby can’t you see
– Bebeğim göremiyor musun
No use in waiting no more
– Artık beklemenin faydası yok.
It’s timing tragedy
– Bu zamanlama trajedisi

Now it’s half past two
– Şimdi saat iki buçukta.
Long gone the rendez-vous
– Buluşma çoktan gitti.
Now its half past three
– Şimdi üç buçukta
Time made a fool out of me
– Zaman beni aptal yerine koydu.
Now it’s half past four
– Şimdi dört buçukta
Baby can’t you see
– Bebeğim göremiyor musun
No use in waiting no more
– Artık beklemenin faydası yok.
It’s timing tragedy
– Bu zamanlama trajedisi

Now it’s half past two
– Şimdi saat iki buçukta.
Long gone the rendez-vous
– Buluşma çoktan gitti.
Now it’s half past three
– Şimdi saat üçte buçukta.
Time made a fool out of me
– Zaman beni aptal yerine koydu.
Now it’s half past four
– Şimdi dört buçukta
Baby cant you see
– Bebeğim göremiyor musun
No use in waiting no more
– Artık beklemenin faydası yok.
It’s timing tragedy
– Bu zamanlama trajedisi
I think it’s nine
– Sanırım saat dokuz
When the clock says ten
– Saat on dediğinde
This girl wouldnt wait
– Bu kız beklemezdi
For the out of time
– Zamanın dışında
Out of time man
– Zaman aşımına uğramış adam




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın