Post Malone & Swae Lee – Sunflower (Spider-Man: Into The Spider-Verse) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Ayy, ayy, ayy, ayy (ooh)
– Ayy, ayy, ayy, ayy (ooh)
Ooh, ooh, ooh, ooh (ooh)
– Ooh, ooh, ooh, ooh (ooh)
Ayy, ayy
– Ayy, ayy
Ooh, ooh, ooh, ooh
– Ooh, ooh, ooh, ooh

Needless to say, I keep her in check
– Söylemeye gerek yok, onu kontrol altında tutuyorum
She was a bad-bad, nevertheless (yeah)
– Yine de kötüydü-kötüydü (Evet)
Callin’ it quits now, baby, I’m a wreck (wreck)
– Bebeğim, ben bir enkazım (enkaz)
Crash at my place, baby, you’re a wreck (wreck)
– Benim evimde Crash, bebeğim, sen bir batıksın (batık)

Needless to say, I’m keeping her in check
– Söylemeye gerek yok, onu kontrol altında tutuyorum
She was all bad-bad, nevertheless
– Yine de hepsi kötüydü-kötüydü
Callin’ it quits now, baby, I’m a wreck
– Artık bitti, bebeğim, ben bir enkazım
Crash at my place, baby, you’re a wreck
– Benim evimde kaza, bebeğim, sen bir enkazsın

Thinkin’ in a bad way, losin’ your grip
– Kötü bir şekilde düşünmek, tutuşunu kaybetmek
Screamin’ at my face, baby, don’t trip
– Screamin’ at my face, bebek, takılma
Someone took a big L, don’t know how that felt
– Birisi büyük bir L aldı, nasıl hissettiğini bilmiyorum
Lookin’ at you sideways, party on tilt
– Sana yanlara bakıyorum, eğimde parti

Ooh-ooh-ooh
– Ooh-ooh-ooh
Some things you just can’t refuse
– Bazı şeyleri reddedemezsin
She wanna ride me like a cruise
– Bana bir yolculuk gibi binmek istiyor
And I’m not tryna lose
– Ve ben kaybetmeye çalışmıyorum

Then you’re left in the dust
– O zaman toz içinde kalırsın
Unless I stuck by ya
– Eğer sana bağlı kalmazsam
You’re the sunflower
– Sen ayçiçeğisin.
I think your love would be too much
– Bence aşkın çok fazla olurdu.
Or you’ll be left in the dust
– Yoksa toz içinde kalırsın
Unless I stuck by ya
– Eğer sana bağlı kalmazsam
You’re the sunflower
– Sen ayçiçeğisin.
You’re the sunflower
– Sen ayçiçeğisin.

Every time I’m leavin’ on you (ooh)
– Her seferinde seni terk ediyorum (ooh)
You don’t make it easy, no (no, no)
– Bunu kolaylaştırmıyorsun, hayır (hayır, hayır)
Wish I could be there for you
– Senin için orada olmak isterdim
Give me a reason to, oh (oh)
– Bana bir sebep ver, oh (oh)

Every time I’m walkin’ out
– Ben her zaman yürümek dışarı
I can hear you tellin’ me to turn around
– Arkamı dönmemi söylediğini duyabiliyorum.
Fightin’ for my trust and you won’t back down
– Güvenim için savaşıyorum ve geri adım atmayacaksın
Even if we gotta risk it all right now, oh (now)
– Şimdi her şeyi riske atsak bile, oh (şimdi)

I know you’re scared of the unknown (‘known)
– Bilinmeyenden korktuğunu biliyorum (‘bilinen)
You don’t wanna be alone (alone)
– Yalnız olmak istemiyorsun (yalnız)
I know I always come and go (and go)
– Her zaman gelip gittiğimi biliyorum (ve git)
But it’s out of my control
– Ama bu benim kontrolüm dışında

And you’ll be left in the dust
– Ve sen toz içinde kalacaksın
Unless I stuck by ya
– Eğer sana bağlı kalmazsam
You’re the sunflower
– Sen ayçiçeğisin.
I think your love would be too much
– Bence aşkın çok fazla olurdu.
Or you’ll be left in the dust
– Yoksa toz içinde kalırsın
Unless I stuck by ya
– Eğer sana bağlı kalmazsam
You’re the sunflower
– Sen ayçiçeğisin.
You’re the sunflower (yeah)
– Sen ayçiçeğisin (Evet)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın