Queen & David Bowie – Under Pressure İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Pressure, pushing down on me
– Baskı, beni aşağı iterek
Pressing down on you, no man ask for
– Sana baskı yapmak, kimse istemiyor
Under pressure, that burns a building down
– Baskı altında, bu bir binayı yakar
Splits a family in two
– Bir aileyi ikiye böler
Puts people on streets
– İnsanları sokaklara döküyor

That’s okay
– Bu tamam

It’s the terror of knowing what this world is about
– Bu dünyanın neyle ilgili olduğunu bilmenin dehşeti
Watching some good friends screaming let me out
– Bazı iyi arkadaşların çığlık atmasını izlemek beni serbest bıraktı
Pray tomorrow gets me higher
– Yarın dua et beni daha yükseğe çıkarsın
Pressure on people, people on streets
– İnsanlar üzerindeki baskı, sokaklardaki insanlar

Okay
– Tamam
Chipping around, kick my brains around the floor
– Etrafında yontma, beynimi yere tekmelemek
These are the days it never rains but it pours
– Bu günler asla yağmur yağmaz ama dökülür

People on streets
– Sokaklardaki insanlar

People on streets
– Sokaklardaki insanlar

It’s the terror of knowing what this world is about
– Bu dünyanın neyle ilgili olduğunu bilmenin dehşeti
Watching some good friends screaming let me out
– Bazı iyi arkadaşların çığlık atmasını izlemek beni serbest bıraktı
Pray tomorrow gets me higher, high, high
– Dua et yarın daha yüksek beni alır, yüksek, yüksek
Pressure on people, people on streets
– İnsanlar üzerindeki baskı, sokaklardaki insanlar

Turned away from it all like a blind man
– Kör bir adam gibi her şeyden uzaklaştı
Sat on a fence, but it don’t work
– Bir çitin üzerine oturdu, ama işe yaramıyor
Keep coming up with love, but it’s so slashed and torn
– Aşkla gelmeye devam et, ama çok kesik ve yırtılmış

Why, why, why?
– Neden, neden, neden?
Love, love, love, love
– Aşk, aşk, aşk, aşk
Insanity laughs under pressure, we’re breaking
– Delilik baskı altında gülüyor, kırılıyoruz

Can’t we give ourselves one more chance?
– Kendimize bir şans daha veremez miyiz?
Why can’t we give love that one more chance?
– Neden aşka bir şans daha vermiyoruz?
Why can’t we give love, give love, give love, give love
– Neden sevgi vermiyoruz, sevgi vermiyoruz, sevgi vermiyoruz, sevgi vermiyoruz
Give love, give love, give love, give love, give love?
– Aşk ver, aşk ver, aşk ver, aşk ver, aşk ver?

‘Cause love’s such an old-fashioned word
– Çünkü aşk eski moda bir kelimedir.
And love dares you to care for
– Vakit yok bizim için
The people on the (People on streets) edge of the night
– Gecenin kenarındaki insanlar
And love (People on streets) dares you
– Ve aşk (sokaklardaki insanlar) seni korkutuyor
To change our way of caring about ourselves
– Kendimizi önemseme şeklimizi değiştirmek için

This is our last dance
– Bu bizim son dansımız
This is our last dance
– Bu bizim son dansımız
This is ourselves
– Bu kendimiz
Under pressure
– Baskı altında
Under pressure
– Baskı altında
Pressure
– Basınç




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın