Surfaces & Tai Verdes – Sheesh! İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

You know what I’m sayin’? (Sheesh)
– Ne dediğimi biliyor musun? (Sheesh)

I be like sheesh (sheesh)
– Ben sheesh gibiyim (sheesh)
Sunset on the beach (beach)
– Sahilde gün batımı (plaj)
Make me wanna pull up on Miami with the heat (heat)
– Miami’ye sıcaktan yaklaşmamı sağla (heat)
I don’t know ’bout you (you)
– Seni bilmiyorum (sen)
But I know ’bout me (me)
– Ama beni (beni) biliyorum.
Summertime in Florida, catch me slidin’ on the keys (oh, yeah)
– Florida’da yaz, beni tuşların üzerinde kayarken yakala (oh, evet)

Oh, something’s happened inside of me
– Ah, Ah, bir şeyler oldu içimde
Excellence, yeah, it’s gotta be
– Mükemmellik, evet, öyle olmalı
Hot and cold, it’s dichotomy
– Sıcak ve soğuk, bu ikilik
Rock with me, we some prodigies
– Benimle sallan, biz bazı dahileriz.
La-di, da-di, we party
– La-di, da-di, eğleniyoruz
They hear us down in the lobby
– Bizi lobide duyuyorlar.
We tried to tell ’em to join us
– Onlara bize katılmalarını söylemeye çalıştık.
And if they don’t thеy’ll be sorry
– Ve eğer yapmazlarsa pişman olacaklar.

No time to be out hеre hatin’
– Burada olmak için hiçbir zaman hatin’
It’s history in the makin’
– Bu yapımdaki tarih
I’m lovin’ on all the opps
– Tüm opp’leri seviyorum
Despite everything that they sayin’
– Söyledikleri her şeye rağmen
My mama proud, yeah, she oughta be
– Evet, kimse sevmiyor anne gurur benim o
Elton John keep on callin’ me
– Elton John beni aramaya devam et
But even if he didn’t, she still think we hit the lottery
– Ama öyle olmasaydı bile, yine de başımıza talih kuşu kondu sanıyor
(Hi, it’s Elton John)
– (Merhaba, ben Elton John)

Don’t need diamonds to be cold, oh, oh
– Elmasların soğuk olmasına gerek yok, oh, oh
I’m so shiny, I’m like gold, oh, oh
– Çok parlakım, altın gibiyim, oh, oh
You just gotta let it show, oh, oh
– Sadece göstermesine izin vermelisin, oh, oh
Run it back and let’s reload
– Geri çalıştırın ve yeniden yükleyelim

Yeah, I be like sheesh (sheesh)
– Evet, sheesh (sheesh) gibiyim.
Sunset on the beach (beach)
– Sahilde gün batımı (plaj)
Make me wanna pull up on Miami with the heat (heat)
– Miami’ye sıcaktan yaklaşmamı sağla (heat)
I don’t know ’bout you (you)
– Seni bilmiyorum (sen)
But I know ’bout me (me)
– Ama beni (beni) biliyorum.
Summertime in Florida, catch me slidin’ on the keys
– Florida’da yaz, beni tuşların üzerinde kayarken yakala

Yeah, uh, I’m slidin’
– Evet, kayıyorum.
My looks could kill, they violent
– Bakışlarım öldürebilir, şiddet uygularlar.
Look at me, look at me
– Bana bak, bana bak
I’m the captain and pilot (pilot)
– Ben kaptan ve pilotum (pilot)
I’m on an island, private (private)
– Bir adadayım, özel (özel)
Don’t ask me what the vibe is (vibe is)
– Bana titreşimin ne olduğunu sorma (titreşim)
I can’t define it, can’t even put that stuff down in writing
– Tanımlayamıyorum, o şeyleri yazılı olarak bile yazamıyorum.
(Writing, woo!)
– (Yazma, woo!)

Yeah, sunshine 24/7
– Evet, gün ışığı 7/24
Clouds rolling
– Bulutlar yuvarlanıyor
Wait, is this Heaven?
– Bekle, burası Cennet mi?
Didn’t even die to get here, yeah
– Buraya gelmek için ölmedim bile, evet
Lookin’ from the top, it’s so clear, yeah
– Tepeden bakıyorum, çok açık, evet
Everything I need is right here, yeah
– İhtiyacım olan her şey burada, evet.
Everything I need is right here, yeah
– İhtiyacım olan her şey burada, evet.

Don’t need diamonds to be cold, oh, oh (diamonds)
– Elmasların soğuk olmasına gerek yok, oh, oh (elmaslar)
I’m so shiny, I’m like gold, oh, oh (gold)
– Çok parlakım, altın gibiyim, oh, oh (altın)
You just gotta let it show, oh, oh
– Sadece göstermesine izin vermelisin, oh, oh
Run it back and let’s reload (uh, yeah, let’s reload, hey)
– Geri çalıştırın ve yeniden yükleyelim (uh, evet, yeniden yükleyelim, hey)

I be like sheesh (sheesh)
– Ben sheesh gibiyim (sheesh)
Sunset on the beach (beach)
– Sahilde gün batımı (plaj)
Make me wanna pull up on Miami with the heat (heat)
– Miami’ye sıcaktan yaklaşmamı sağla (heat)
I don’t know ’bout you (you)
– Seni bilmiyorum (sen)
But I know ’bout me (me)
– Ama beni (beni) biliyorum.
Summertime in Florida, catch me slidin’ on the keys
– Florida’da yaz, beni tuşların üzerinde kayarken yakala

I be like sheesh (sheesh)
– Ben sheesh gibiyim (sheesh)
Sunset on the beach (on the beach)
– Sahilde gün batımı (sahilde)
Make me wanna pull up on Miami with the heat (with the heat)
– Miami’ye sıcaktan yaklaşmamı sağla (sıcaktan)
I don’t know ’bout you (uh)
– Ben (uh)ne dersin mı bilmiyorum
But I know ’bout me (know ’bout me)
– Ama beni biliyorum (beni biliyorum)
Summertime in Florida, catch me slidin’ on the keys (on the keys)
– Florida’da yaz, beni tuşların üzerinde kayarken yakala (tuşların üzerinde)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın