Train – 50 Ways To Say Goodbye İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

My heart is paralyzed
– Kalbim felç oldu
My head was oversized
– Kafam kocaman oldu
I’ll take the highroad like I should
– Ben gerektiği gibi highroad alacağım

You said it’s meant to be
– Kısmet dedin
That it’s not you, it’s me
– Sen değilsin, benim.
You’re leaving now for my own good
– Artık benim iyiliğim için gidiyorsun.
That’s cool, but if my friends ask where you are I’m gonna say
– Bu harika, ama arkadaşlarım nerede olduğunu sorarsa söyleyeceğim

She went down in an airplane
– O bir uçakta indi
Fried getting suntan
– Kızarmış bronzlaşma
Fell in a cement mixer full of quicksand
– Bataklık dolu bir çimento karıştırıcısına düştü
Help me, help me, I’m no good at goodbyes
– Bana yardım et, bana yardım et, vedalarda iyi değilim

She met a shark under water
– Su altında bir köpekbalığı ile tanıştı
Fell and no one caught her
– Düştü ve kimse onu yakalamadı
I returned everything I ever bought her
– Herşeyi iade ettim onu aldım
Help me, help me, I’m all out of lies
– Bana yardım et, bana yardım et, yalanların dışındayım
And ways to say you died
– Ve öldüğünü söylemenin yolları
(…)
– (…)
My pride still feels the sting
– Gururum hala acıyı hissediyor
You were my everything
– Sen benim her şeyimdin
Someday I’ll find a love like yours (A love like yours)
– Bir gün senin gibi bir aşk bulacağım (senin gibi bir aşk)
She’ll think I’m Superman
– Benim Süpermen olduğumu düşünecek.
Not super minivan
– Süper minivan değil
How could you leave on Yom Kippur?
– Yom Kippur’dan nasıl ayrılırsın?
That’s cool, but if my friends ask where you are I’m gonna say
– Bu harika, ama arkadaşlarım nerede olduğunu sorarsa söyleyeceğim

She was caught in a mudslide
– O oldu yakalandı içinde bir mudslide
Eaten by a lion
– Bir aslan tarafından yemiş
Got run over by a crappy purple Scion
– Berbat bir mor Scion tarafından ezildi
Help me, help me, I’m no good at goodbyes
– Bana yardım et, bana yardım et, vedalarda iyi değilim

She dried up in the desert
– Çölde kurumuş.
Drowned in a hot tub
– Sıcak bir küvette boğuldu
Danced to death at an eastside night club
– Bir eastside gece kulübünde ölümüne dans etti
Help me, help me, I’m all out of lies
– Bana yardım et, bana yardım et, yalanların dışındayım
And ways to say you died
– Ve öldüğünü söylemenin yolları
(…)
– (…)
I wanna live a thousand lives with you
– Seninle binlerce hayat yaşamak istiyorum
I wanna be the one you’re dying to love, but you don’t want to
– Sevmek için can attığın kişi olmak istiyorum, ama olmak istemiyorsun
That’s cool, but if my friends ask where you are I’m gonna say
– Bu harika, ama arkadaşlarım nerede olduğunu sorarsa söyleyeceğim
That’s cool, but if my friends ask where you are I’m gonna say
– Bu harika, ama arkadaşlarım nerede olduğunu sorarsa söyleyeceğim

She went down in an airplane
– O bir uçakta indi
Fried getting suntan
– Kızarmış bronzlaşma
Fell in a cement mixer full of quicksand
– Bataklık dolu bir çimento karıştırıcısına düştü
Help me, help me, I’m no good at goodbyes
– Bana yardım et, bana yardım et, vedalarda iyi değilim

She met a shark under water
– Su altında bir köpekbalığı ile tanıştı
Fell and no one caught her
– Düştü ve kimse onu yakalamadı
I returned everything I ever bought her
– Herşeyi iade ettim onu aldım
Help me, help me, I’m all out of lies
– Bana yardım et, bana yardım et, yalanların dışındayım

She was caught in a mudslide
– O oldu yakalandı içinde bir mudslide
Eaten by a lion
– Bir aslan tarafından yemiş
Got run over by a crappy purple Scion
– Berbat bir mor Scion tarafından ezildi
Help me, help me, I’m no good at goodbyes
– Bana yardım et, bana yardım et, vedalarda iyi değilim

She dried up in the desert
– Çölde kurumuş.
Drowned in a hot tub
– Sıcak bir küvette boğuldu
Danced to death at an eastside night club
– Bir eastside gece kulübünde ölümüne dans etti
Help me, help me, I’m all out of lies
– Bana yardım et, bana yardım et, yalanların dışındayım
And ways to say you died
– Ve öldüğünü söylemenin yolları




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın