Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 63

amnios * Döl kesesi.
amnios suyu * Döl kesesini dolduran ve cenini içinde bulunduran sıvı, çağnak.
amonyak * Azot ve hidrojen birleşimi olan, keskin kokulu bir gaz (NH3).
* İçinde bu gazın eritilmiş bulunduğu su, nışadır ruhu.
amonyaklama * Amonyaklamak işi.
amonyaklamak * Bazıyemlerin amonyak veya bir amonyum bileşiği ile karıştırmak veya doyurmak.
amonyum * Amonyaklıtuzlarda maden rolü oynayan bir birleşim kökü (NH4).
amonyum karbonat * Hamur kabartmada maya olarak kullanılan karbonik asidin amonyum tuzu, nışadır kaymağı.
amonyum sülfat * Sanayide sentez yolu ile elde edilen amonyum nötr sülfat, azotlu gübrelerin en çok kullanılanıdır.
amor * Bir çeşit kumaş.
amoralizm * Ahlâk dışıcılık, töre dışıcılık.
amorf * Biçimsiz.
amorti * Birden ödenerek faizinin işlemesine son verilen tahvil.
* Piyangoda ödenen para kadar ödenen karşılık.
amorti etmek * bir girişimde yatırılan parayızamanla yeniden kazanmak.
amortisman * Taşınmaz malların aşınmalarına karşılık olarak, yıllık kârdan ayrılan belirli pay.
* Faizin işlemesine son vermek için bir tahvilin birden ödenmesi.
amortisör * Motorlu araçlarda sarsıntı, sallantı gibi hareketleri en aza indiren, yayların gereksiz hareketlerini gidermeye
yarayan düzen.
* Bu düzeni kuran öge, cihaz, yumuşatmalık.
amper * Elektrik akımında şiddet birimi. KısaltmasıA.
amper saat * Bir amper şiddetinde akım geçiren bir iletkenden bir saat içinde geçen elektrik miktarı.
ampermetre * Amperölçer.
amperölçer * Bir elektrik akımının şiddetini ölçmeye yarayan aygıt, akımölçer.
ampir * Napoleon döneminde Fransa’da ve Avrupa’da yayılmışolan yapı, mobilya, giyim vb. üslûbu.
ampirik * Bir kurama değil de yalnızca deneye, gözleme dayanan.
ampirist * Deneyci.
ampirizm * Deneycilik.
amplifikatör * Alçak veya yüksek frekanslıakımların gerilimini, şiddetini veya gücünü artırmaya yarayan araç, yükselteç.
ampul * İçinde, elektrik akımı ile akkor durumuna gelerek ışık verebilen bir iletkeni bulunan, havası boşaltılmış cam
şişe.
* İçinde çoğu kez zerk edilecek, sıvıdurumda ilâç bulunan küçük veya büyük cam tüp.
ampütasyon * Bir organıkesip çıkarma.
* Herhangi bir bütünden bir parça kesme veya koparma.
amuda kalkmak * iki eli üstüne dayanarak bacaklarınıhavada dikey tutmak.
amudî * Dikey, dikine, dik.
amudufıkarî * Omurga kemiği, bel kemiği.
amut * Dikme, dik durumda.
amyant * Kolayca bükülen ve ateşe dayanan liflerden oluşmuş, bir tür ak asbest.
an * Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir parçası, lâhza.
an * İki tarla arasındaki sınır.
an * Zihin.
-an / -en * İsimden isim türeten ek: oğul-an > oğlan, kız-an, kök-en vb.
-an / -en * Fiilden sıfat türeten ek.
ana * Çocuğu olan kadın, anne.
* Yavrusu olan dişi hayvan.
* Dince aziz tanınan bazıkadınlara verilen saygıunvanı.
* Yaşlıkadınlara saygılı bir seslenme sözü olarak kullanılır.
* Velinimet.
* Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü.
* Temel, asıl, esas.
* Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde, o çizginin, belirli bir kural altında
hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığınıanlatır.
ana arı * Arı beyi.
ana avrat düz (veya dümdüz) gitmek * sövmek, küfretmek.
ana baba * Ana ile babanın oluşturduğu birlik.
ana baba bir * aynıana ve babadan olan (kardeşler).
ana baba eline bakmak * ana ve babanın verdiği para ile geçinmek.
ana baba günü * Çok kalabalık.
* Sıkıntılıkalabalık, telâşlı, tehlikeli zaman, yer veya durum.
ana baba yavrusu * nazlı büyütülmüşçocuk.
ana bilim dalı * Üniversite veya fakültelerde bölümlerin alt bilim veya uzmanlık dalları.
ana bir, baba ayrı * anaları bir, babalarıayrı olan (kardeşler).
ana cadde * Şehirde ara sokakların açıldığı genişyol.
ana çizgi * Belli bir kurala göre yürütülerek bir biçimin oluşmasına yarayan çizgi.
ana dal * Ağaç, ağaççık veya çalılarda gövdeden ilk çıkan ve bitkinin çatısını oluşturan dal.
ana defter * Ticarî bir kuruluşun, aylık ve bilânço hesaplarını gösteren defter, büyük defter, defterikebir.

Bir yanıt yazın