And even left alone one day
– Ve hatta bir gün yalnız kaldı
Ain’t gonna change, it’s not my world
– Değişmeyecek, bu benim dünyam değil
Before me there’s a road I know
– Önümde bildiğim bir yol var
The one I chose myself to go
– Gitmek için kendimi seçtiğim
Yeah, perfect forever, always clever
– Evet, sonsuza kadar mükemmel, her zaman akıllı
Should I be and I should feel
– Olmalı mıyım ve hissetmeli miyim
Super cool but then I am a fool
– Süper serin ama sonra ben bir aptalım
But then it’s not me
– Ama o zaman ben değilim
And even left alone one day
– Ve hatta bir gün yalnız kaldı
Ain’t gonna change, it’s not my world
– Değişmeyecek, bu benim dünyam değil
Before me there’s a road I know
– Önümde bildiğim bir yol var
The one I chose myself to go
– Gitmek için kendimi seçtiğim
See, I like the evenings
– Bakın, akşamları severim
Like to get hidden for quite some time
– Uzunca bir süre saklanmak ister misin
And yet, I like against my nature with ostentation
– Ve yine de, doğama karşı gösteriş yapmayı seviyorum
To stay alone, climb to a tree top
– Yalnız kalmak için bir ağacın tepesine tırmanın
And keep looking skyward
– Ve gökyüzüne bakmaya devam et
No sensation, but I know that right here
– Sansasyon yok, ama bunu burada biliyorum
For another time
– Başka bir zaman için
Can’t be who I wanna be
– Ben olmak istiyorum kim olabilir
And even left alone one day
– Ve hatta bir gün yalnız kaldı
Ain’t gonna change, it’s not my world
– Değişmeyecek, bu benim dünyam değil
Before me there’s a road I know
– Önümde bildiğim bir yol var
The one I chose myself to go
– Gitmek için kendimi seçtiğim
Nights, some nights I awake to
– Geceleri, bazı geceler uyanıyorum
Go out though I hate it
– Nefret etsem de dışarı çık
Look at this chemical world
– Şu kimyasal dünyaya bak
Smelling like grayness, like paper love sadness
– Grilik gibi kokan, kağıt gibi aşk üzüntü
With you and me and someone else
– Sen, ben ve başka biriyle
Don’t know who, wants to be
– Kim olduğunu bilmiyorum, olmak istiyor
For several years
– Birkaç yıl boyunca
With obsession and with ostentation
– Takıntı ve gösteriş ile
Left alone a while I’ve seen that guy
– Bir süre yalnız kaldım o adamı gördüm
And even left alone one day
– Ve hatta bir gün yalnız kaldı
Ain’t gonna change, it’s not my world
– Değişmeyecek, bu benim dünyam değil
Before me there’s a road I know
– Önümde bildiğim bir yol var
The one I chose myself to go
– Gitmek için kendimi seçtiğim

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.