The summer set fire to the rain
– Yaz yağmuru ateşe verdi
And fire to my bones
– Ve iliklerime kadar ateş
But you just stood there
– Ama öylece durdun
Begging for the world to leave you
– Dünyanın seni terk etmesi için yalvarıyor
To leave you alone
– Seni yalnız bırakmak için
The summer set fire to the rain
– Yaz yağmuru ateşe verdi
And fire to my bones
– Ve iliklerime kadar ateş
It burned until nothing remained
– Hiçbir şey kalmayana kadar yandı
Of all that I’d known
– Tüm bildiklerimden
The winter held spring in white gloves
– Kış baharı beyaz eldivenlerle tuttu
And slowly it grew
– Ve yavaş yavaş büyüdü
But you just stood there
– Ama öylece durdun
Waiting for the world to walk out
– Dünyanın dışarı çıkmasını bekliyorum
To walk out on you
– Seni terk etmek için
The summer set fire to the rain
– Yaz yağmuru ateşe verdi
And fire to my bones
– Ve iliklerime kadar ateş
It burned until nothing remained
– Hiçbir şey kalmayana kadar yandı
Of all that I’d known
– Tüm bildiklerimden
The summer set fire to the rain (Don’t you see)
– Yaz yağmuru ateşe verdi (görmüyor musun)
And fire to my bones (Everything’s interweaving?)
– Ve kemiklerime ateş (her şey iç içe mi geçiyor?)
It burned until nothing remained (Don’t you know)
– Hiçbir şey kalmayana kadar yandı (bilmiyor musun)
Of all that I’d known (All of the world’s conceiving you?)
– Bildiğim her şeyden (tüm dünya seni düşünüyor mu?)
How long, how long
– Uzun uzun nasıl, nasıl
Holding true?
– Doğru mu tutuyorsun?
How long, how long
– Uzun uzun nasıl, nasıl
Until the bloom?
– Çiçek açana kadar mı?
How long, how long
– Uzun uzun nasıl, nasıl
Holding true?
– Doğru mu tutuyorsun?
How long, how long
– Uzun uzun nasıl, nasıl
Must we wait for you?
– Seni beklemeli miyiz?
How long, how long
– Uzun uzun nasıl, nasıl
Holding true?
– Doğru mu tutuyorsun?
How long, how long
– Uzun uzun nasıl, nasıl
Until the bloom?
– Çiçek açana kadar mı?
How long, how long
– Uzun uzun nasıl, nasıl
Holding true?
– Doğru mu tutuyorsun?
How long, how long
– Uzun uzun nasıl, nasıl
Must we wait for you?
– Seni beklemeli miyiz?
(How long?) It’s waiting
– Uzun (nasıl? Bunu bekliyor
(How long?) Under the snow
– Uzun (nasıl?) Kar altında
We sowed the good seed
– İyi tohumu ektik
How long till you let it grow?
– Büyümesine ne kadar kaldı?
(How long?) It’s waiting
– Uzun (nasıl? Bunu bekliyor
(How long?) Under the snow
– Uzun (nasıl?) Kar altında
We sowed the good seed
– İyi tohumu ektik
How long till you let it grow?
– Büyümesine ne kadar kaldı?
How long, how long?
– Ne kadar, ne kadar?
How long, how long?
– Ne kadar, ne kadar?

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.