Frank Carter & The Rattlesnakes Feat. Lynks – Go Get a Tattoo İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

When are you coming to get a tattoo?
– Ne zaman dövme yaptırmaya geliyorsun?
Go get a tattoo
– Git dövme yaptır.

I can give it and receive it
– Ver ve onu kabul edemem
But I don’t wanna believe that this is all that we are good for
– Ama bunun için iyi olduğumuza inanmak istemiyorum.
I can love it, I can leave it
– Sevebilirim, bırakabilirim.
But I don’t wanna believe it when you say that we are done for
– Ama bunun için işimiz bitti dediğinde buna inanmak istemiyorum.
I can run or I can fight it
– Kaçabilirim ya da savaşabilirim.
But it doesn’t make it right
– Ama bu doğru yapmaz.
Why are you saying that we’re no more?
– Neden artık olmadığımızı söylüyorsun?

Are you in or are you out?
– Var Mısın Yok Musun sen?
All you’re selling me is doubt
– Bana sattığın tek şey şüphe.
Am I not the answer you’re looking for?
– Aradığınız cevap ben değil miyim?
Are you sure? You don’t look sure
– Emin misin? Emin görünmüyorsun.
And we’ve been in this mess before
– Ve daha önce de bu karmaşanın içindeydik.

Smash your tv
– Tv’nizi parçalayın
Burn the news
– Haberleri yak
All they play is different ways that we live and we lose
– Oynadıkları tek şey yaşadığımız ve kaybettiğimiz farklı yollar.
Smash your sadness
– Üzüntünü parçala
Go get a tattoo
– Git dövme yaptır.
We were born to win not born to lose
– Kazanmak için doğduk kaybetmek için doğmadık

It’s two am, fuck it, I’m getting a tattoo
– Saat iki, siktir et, dövme yaptırıyorum.
That shows I love all the same shit that you do
– Bunu hepsi aynı bok seviyorum gösterir
It’s about time I tried something new
– Yeni bir şey denememin zamanı gelmişti.
To stick and poke out my commitment issues
– Sopa ve açıkta bağlılık sorunları
So ink me (ink me)
– Öyleyse mürekkeple beni (mürekkeple beni)
Hit me with the pen
– Bana kalemle vur
I’m an artwork, let the church say amen (amen)
– (Amin)kilise demek Amin bir sanat eseri geldim, hadi
Hey man, I won’t say it again
– Hey dostum, bir daha söylemeyeceğim.
My body is the canvas, you could be the pen, ow
– Benim bedenim tuval, sen kalem olabilirsin.
Are you sure? You don’t look sure
– Emin misin? Emin görünmüyorsun.
And we’ve been in this mess before
– Ve daha önce de bu karmaşanın içindeydik.

Smash your tv
– Tv’nizi parçalayın
Burn the news
– Haberleri yak
All they play is different ways that we live and we lose
– Oynadıkları tek şey yaşadığımız ve kaybettiğimiz farklı yollar.
Smash your sadness (smash your sadness)
– Hüznünü parçala (hüznünü parçala)
Go get a tattoo (get a tattoo)
– Git dövme yap (dövme yap)
We were born to win, not born to lose
– Kazanmak için doğduk, kaybetmek için doğmadık

I can sing and I can dance
– Şarkı söyleyebilirim ve dans edebilirim.
And this might be the only chance
– Ve bu tek şans olabilir
To go outside and have a good time (a good time)
– Dışarıda (iyi bir zaman)gidip iyi eğlenceler
I want tequila on the rocks
– Kayaların üzerinde tekila istiyorum.
I want the keys to all the locks
– Tüm kilitlerin anahtarlarını istiyorum.
And I never want a lockdown again
– Ve bir daha asla kilitlenme istemiyorum

Hey
– Hey
Smash your tv (smash your tv)
– Tv’nizi parçalayın (tv’nizi parçalayın)
Burn the news (burn the news)
– Haberleri yak (haberleri yak)
All they play is different ways that we live and we lose
– Oynadıkları tek şey yaşadığımız ve kaybettiğimiz farklı yollar.
Smash your sadness (smash your sadness)
– Hüznünü parçala (hüznünü parçala)
Go get a tattoo (get a tattoo)
– Git dövme yap (dövme yap)
We were born to win, not born to lose
– Kazanmak için doğduk, kaybetmek için doğmadık




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın