On the corner of Main Street
– Ana Caddenin köşesinde
Just tryna keep it in line
– Sadece sıraya koymaya çalış
You say you wanna move on and
– Devam etmek istediğini söylüyorsun ve
You say I’m fallin’ behind
– Geride kaldığımı söylüyorsun.
Can you read my mind?
– Aklımı okuyabiliyor musun?
Can you read my mind?
– Aklımı okuyabiliyor musun?
I never really gave up on
– Asla gerçekten vazgeçmedim
Breakin’ out of this two-star town
– Bu iki yıldızlı kasabadan kaçıyorum.
I got the green light, I got a little fight
– Yeşil ışığı yaktım, küçük bir kavgam var.
I’m gonna turn this thing around
– Ben bu işi yapacağım
Can you read my mind?
– Aklımı okuyabiliyor musun?
Can you read my mind?
– Aklımı okuyabiliyor musun?
The good old days, the honest man
– Eski güzel günler, dürüst adam
The restless heart, the Promised Land
– Huzursuz kalp, Vaat Edilmiş Topraklar
A subtle kiss that no one sees
– Kimsenin görmediği ince bir öpücük
A broken wrist and a big trapeze
– Kırık bir bilek ve büyük bir trapez
Oh well, I don’t mind if you don’t mind
– Şey, sakıncası yoksa benim için bir mahsuru yok
‘Cause I don’t shine if you don’t shine
– Çünkü sen parlamazsan ben de parlamam.
Before you go
– Gitmeden önce
Can you read my mind?
– Aklımı okuyabiliyor musun?
It’s funny how you just break down
– Nasıl yıkıldığın çok komik.
Waitin’ on some sign
– Bir tabela bekliyorum.
I pull up to the front of your driveway
– Senin garaj yolunun önüne çekiliyorum.
With magic soakin’ my spine
– Sırtımı ıslatan sihirle
Can you read my mind?
– Aklımı okuyabiliyor musun?
Can you read my mind?
– Aklımı okuyabiliyor musun?
The teenage queen, the loaded gun
– Genç kraliçe, dolu silah
The drop dead dream, the Chosen One
– Düşen ölü rüya, Seçilmiş Olan
A southern drawl, a world unseen
– Güneyli bir beraberlik, görünmeyen bir dünya
A city wall and a trampoline
– Bir şehir duvarı ve bir trambolin
Oh well, I don’t mind if you don’t mind
– Şey, sakıncası yoksa benim için bir mahsuru yok
‘Cause I don’t shine if you don’t shine
– Çünkü sen parlamazsan ben de parlamam.
Before you jump
– Atlamadan önce
Tell me what you find
– Birşey bulursan haber ver
Can you read my mind?
– Aklımı okuyabiliyor musun?
Slippin’ in my faith until I fall
– Düşene kadar inancımda kayıyorum
He never returned that call
– Öyle bir arama döndü
Woman, open the door, don’t let it sting
– Kadın, kapıyı aç, sokmasına izin verme.
I wanna breathe that fire again
– Yeniden nefes yangın istiyorum
She said, “I don’t mind, you don’t mind
– Dedi ki, “Ben umursamıyorum, sen umursamıyorsun
‘Cause I don’t shine if you don’t shine”
– Çünkü sen parlamazsan ben parlamam.”
Put your back on me, put your back on me
– Beni geri koy, beni geri koymak
Put your back on me
– Beni geri koymak
The stars are blazing like rebel diamonds
– Yıldızlar asi elmaslar gibi parlıyor
Cut out of the sun
– Güneşten uzak dur
Can you read my mind?
– Aklımı okuyabiliyor musun?

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.