Sangue sopra i marciapiedi
– Kaldırımlarda kan
Cadono dai grattacieli
– Gökdelenlerden düşüyorlar
I suicidi tutti in fila
– İntiharlar sıraya girdi
Alla banca la mattina
– Sabah bankada.
Per poter lasciare qualcosa ai figli
– Çocuklara bir şeyler bırakabilmek
E non fargli vivere la stessa vita, sì la stessa vita
– Ve aynı hayatı yaşamasına izin verme, evet aynı hayat
Sangue sopra i marciapiedi
– Kaldırımlarda kan
Sono sopra i grattacieli
– Gökdelenlerin üstündeler.
I suicidi tutti in fila
– İntiharlar sıraya girdi
Pronti per farla finita
– Gitmeye hazır
Cosa ti ha portato a fare una scelta così poco rispettabile?
– Bu kadar saygısız bir seçim yapmana neden olan neydi?
E così egoista?
– Ve bu kadar bencil?
“Amami poco”, chiedeva Laura
– “Beni biraz sev,” diye sordu Laura
“Pagami il mutuo”, chiedeva Marco
– “Bana ipoteği öde,” diye sordu Marco
“Fammi vedere mia figlia in faccia”
– “Kızımı suratımda görmeme izin ver”
Lo diceva chi non aveva nient’altro
– Başka hiçbir şeyi olmayanlar tarafından söylendi.
E chi è andato sul tetto per trovare il coraggio
– Ve kim cesaret bulmak için çatıya gitti
Perché non riusciva a farlo dal proprio terrazzo
– Çünkü bunu kendi terasından yapamadı.
Sangue sopra al marciapiede perché Pietro si è buttato
– Peter kendini attığı için kaldırımda kan vardı.
Sua moglie è arrivata qualche istante dopo con il suo nuovo fidanzato
– Karısı birkaç dakika sonra yeni erkek arkadaşıyla geldi
Pietro non riusciva a sopportare
– Peter dayanamadı
A sopportarsi quando li seguiva il sabato
– Şabat günü onlara uyduğu zamana dayanmak için
Anna, quanto è bella
– Anna, ne kadar güzel
Gli occhi tristi e molta pazienza
– Üzgün gözler ve çok sabır
Vive nell’ombra di sua madre a cui cura da un anno la sopravvivenza
– Bir yıldır hayatta kalmaya özen gösteren annesinin gölgesinde yaşıyor.
Marco, invece, parla tanto
– Marco ise çok konuşur.
Pietro non scopa da un sacco
– Peter çok sikişmiyor
E la gente pensa sia matto, la gente pensa sia matto
– Ve insanlar onun deli olduğunu düşünüyor, insanlar onun deli olduğunu düşünüyor
E cosa vuoi? Per questo sabato sto in ‘sto palazzo (sto in ‘sto palazzo)
– Ve ne istiyorsun? Bu Cumartesi için ‘sto palazzo’dayım (sto palazzo’dayım)
A parlar con loro e a guardar che si ammazzano
– Onlarla konuşmak ve kendilerini öldürdüklerini izlemek
Nel mio film si ripete: “Fino a qui tutto bene”
– Filmimde tekrar ediyor: “şimdiye kadar çok iyi”
Per ogni piano ad ogni piano
– Her kattan her kata
Perché è così che gli conviene
– Çünkü ona böyle yakışıyor.
Cosa vuoi? Per questo sabato sto in ‘sto palazzo (sto in ‘sto palazzo)
– Ne istersin? Bu Cumartesi için ‘sto palazzo’dayım (sto palazzo’dayım)
A parlar con loro e a guardar che si ammazzano
– Onlarla konuşmak ve kendilerini öldürdüklerini izlemek
Nel mio film si ripete: “Fino a qui tutto bene”
– Filmimde tekrar ediyor: “şimdiye kadar çok iyi”
Per ogni piano ad ogni piano
– Her kattan her kata
Perché è così che gli conviene
– Çünkü ona böyle yakışıyor.
Cosa vuoi?
– Ne istersin?

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.