Jada – Something To Say İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Looking back on a time where it was easier to breathe
– Nefes almanın daha kolay olduğu bir zamana bakmak
When I still made room for you to make my heart beat
– Kalbimin atması için sana hala yer açtığımda

You and me
– Sen ve ben
Used to hold each other closely
– Birbirlerini sıkı tutmak için kullanılırdı.
Suddenly
– Aniden
You say you no longer know me
– Artık beni tanımadığını söylüyorsun.

If you got something to say
– Eğer söyleyecek bir şeyin varsa
Why are you walking away?
– Neden çekip gidiyorsun?
Just tell me straight to my face
– Sadece yüzüme doğru söyle
If I was outta line
– Eğer çizgiyi aşsaydım
It’s a little too late
– Biraz fazla geç oldu
Maybe a bit out of place
– Belki biraz yersiz
Boy, you keep slipping away
– Çocuk, tut ellerimden akıp gittiğini
We’re running outta time
– Çalışan zamanımız yok

And I was in the strobe light
– Ve flaş ışığındaydım.
Busy breaking through (Busy breaking through)
– Geçmekle meşgul (Geçmekle meşgul)
Now I’m in the wrong life
– Şimdi yanlış hayattayım.
Trying to get to you (Trying to get to you)
– Sana ulaşmaya çalışıyorum (Sana ulaşmaya çalışıyorum)

I belong with you but I got caught
– Sana aitim ama yakalandım.
Up in the glow (Caught up in the glow)
– Parıltıya kapılmış (Parıltıya kapılmış)
If you’d take me back then I would
– Eğer beni geri götürürsen, ben de götürürüm.
Cancel every show (Cancel every show)
– Her gösteriyi iptal et (Her gösteriyi iptal et)

You and me
– Sen ve ben
Used to hold each other closely
– Birbirlerini sıkı tutmak için kullanılırdı.
Suddenly
– Aniden
You say you no longer know me
– Artık beni tanımadığını söylüyorsun.

If you got something to say
– Eğer söyleyecek bir şeyin varsa
Why are you walking away?
– Neden çekip gidiyorsun?
Just tell me straight to my face
– Sadece yüzüme doğru söyle
If I was outta line
– Eğer çizgiyi aşsaydım
It’s a little too late
– Biraz fazla geç oldu
Maybe a bit out of place
– Belki biraz yersiz
Boy, you keep slipping away
– Çocuk, tut ellerimden akıp gittiğini
We’re running outta time
– Çalışan zamanımız yok

And I was in the strobe light
– Ve flaş ışığındaydım.
Busy breaking through (Busy breaking through)
– Geçmekle meşgul (Geçmekle meşgul)
Now I’m in the wrong life
– Şimdi yanlış hayattayım.
Trying to get to you (Trying to get to you)
– Sana ulaşmaya çalışıyorum (Sana ulaşmaya çalışıyorum)

I know I got too distracted (Too distracted)
– Biliyorum çok dikkatim dağıldı (Çok dikkatim dağıldı)
You left me waiting, waiting for your reaction
– Beni beklettin, tepkini bekledin.
For too long I was so destructive
– Çok uzun zamandır çok yıkıcıydım.
(Tell me what I’m waiting for
– (Ne beklediğimi söyle
Tell me we’ll get passed it)
– Bana bunu geçeceğimizi söyle)

Oh, no, no, oh
– Oh, hayır, hayır, oh

If you got something to say
– Eğer söyleyecek bir şeyin varsa
Why are you walking away?
– Neden çekip gidiyorsun?
Just tell me straight to my face
– Sadece yüzüme doğru söyle
If I was outta line
– Eğer çizgiyi aşsaydım
It’s a little too late
– Biraz fazla geç oldu
Maybe a bit out of place
– Belki biraz yersiz
Boy, you keep slipping away
– Çocuk, tut ellerimden akıp gittiğini
We’re running outta time
– Çalışan zamanımız yok

And I was in the strobe light
– Ve flaş ışığındaydım.
Busy breaking through (Busy breaking through)
– Geçmekle meşgul (Geçmekle meşgul)
Now I’m in the wrong life
– Şimdi yanlış hayattayım.
Trying to get to you (Trying to get to you)
– Sana ulaşmaya çalışıyorum (Sana ulaşmaya çalışıyorum)

Busy breaking through
– Zorla girmekle meşgulüm.
Now I’m in the wrong life
– Şimdi yanlış hayattayım.
(Trying to get to you)
– (Sana ulaşmaya çalışıyorum)
I was in the strobe light
– Flaş ışığındaydım.
(Now I’m in the wrong life)
– (Şimdi yanlış hayattayım)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın