Icehouse – Great Southern Land İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Standing at the limit of an endless ocean
– Sonsuz bir okyanusun sınırında durmak
Stranded like a runaway lost at sea
– Denizde kaybolan bir kaçak gibi mahsur kaldı
City on a rainy day down in the harbor
– Limanda yağmurlu bir günde şehir
Watching as the gray clouds shadow the bay
– Gri bulutların körfezi gölgelemesini izlemek
Looking everywhere ’cause I had to find you
– Her yere bakıyorum çünkü seni bulmak zorundaydım.
This is not the way that I remember it here
– Burada böyle hatırlamıyorum.
Anyone will tell you it’s a prisoner island
– Kimse sana buranın bir mahkum adası olduğunu söyleyemez.
Hidden in the summer for a million years
– Bir milyon yıldır yaz aylarında saklı

Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
Burned you black
– Seni siyah yaktı

So you look into the land, it will tell you a story
– Bu yüzden toprağa bak, sana bir hikaye anlatacak.
Story about a journey ended long ago
– Bir yolculuğun hikayesi uzun zaman önce sona erdi
Listen to the motion of the wind in the mountains
– Dağlarda rüzgarın hareketini dinleyin
Maybe you can hear them talking like I do
– Belki benim gibi konuştuklarını duyuyorsundur.
They’re gonna betray you, they’re gonna forget you
– Sana ihanet edecekler, seni unutacaklar.
Are you gonna let them take you over that way?
– Seni bu şekilde ele geçirmelerine izin verecek misin?

Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
You walk alone
– Yalnız yürüyorsun.
Like a primitive man
– İlkel bir adam gibi
And they make it work
– Ve işe yaramasını sağlıyorlar.
With sticks and bones
– Sopalarla ve kemiklerle
See their hungry eyes
– Aç gözlerini gör
It’s a hungry home
– Burası aç bir ev.

I hear the sound
– Sesi duyuyorum
Of the strangers’ voices
– Yabancıların seslerinden
I see their hungry eyes
– Onların aç gözlerini görüyorum
Their hungry eyes
– Aç gözleri
Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
They burned you black
– Seni siyah yaktılar
Black against the ground
– Yere karşı siyah

Standing at the limit of an endless ocean
– Sonsuz bir okyanusun sınırında durmak
Stranded like a runaway lost at sea
– Denizde kaybolan bir kaçak gibi mahsur kaldı
City on a rainy day down in the harbor
– Limanda yağmurlu bir günde şehir
Watching as the gray clouds shadow the bay
– Gri bulutların körfezi gölgelemesini izlemek
Looking everywhere, I had to find you
– Her yere baktığımda seni bulmak zorundaydım.
This is not the way that I remember it here
– Burada böyle hatırlamıyorum.
Anyone will tell you it’s a prisoner island
– Kimse sana buranın bir mahkum adası olduğunu söyleyemez.
Hidden in the summer for a million years
– Bir milyon yıldır yaz aylarında saklı

Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
In the sleeping sun
– Uyuyan güneşin altında
You walk alone
– Yalnız yürüyorsun.
With the ghost of time
– Zamanın hayaletiyle
Well, they burned you black
– Seni siyah yaktılar.
Black against the ground
– Yere karşı siyah
And they make it work
– Ve işe yaramasını sağlıyorlar.
With rocks and sand
– Kayalar ve kumla

I hear the sound
– Sesi duyuyorum
Of the strangers’ voices
– Yabancıların seslerinden
I see their hungry eyes
– Onların aç gözlerini görüyorum
Their hungry eyes
– Aç gözleri
Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
You walk alone
– Yalnız yürüyorsun.
Like a primitive man
– İlkel bir adam gibi
You walk alone
– Yalnız yürüyorsun.
With the ghost of time
– Zamanın hayaletiyle
And they burned you black
– Ve seni siyah yaktılar
Yeah, they burned you black
– Evet, seni siyah yaktılar.
Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi

Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi
Great Southern Land
– Büyük Güney Ülkesi




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın