Det handlar ju om konsten att släppa taget
– Gitmesine izin verme sanatıyla ilgili.
Man lär sig av felstegen, mindre av de rätta valen
– Hatalardan ders alıyorsun, doğru seçimlerden daha az.
Moralkakor ger bittra eftersmaker
– Moral Kurabiyeleri acı bir tat verir
Lär mig leva som jag lär så lär mitt liv bli sensmoralen
– Bana öğrendiğim gibi yaşamayı öğret ve hayatım ahlaki olacak
Jag sover men det känns så vaket
– Uyuyorum ama kendimi çok uyanık hissediyorum.
Tror jag ser himlen men det är bara sänggaveln
– Sanırım gökyüzünü görüyorum ama bu sadece yatak başlığı
Min rock tynger mig, dags att hänga av den
– Paltom beni ağırlaştırıyor, onu asmanın zamanı geldi.
Jag vill leva, göra nåt nu, har tid att vänta i graven
– Yaşamak, şimdi bir şeyler yapmak, mezarda beklemek için zamanım var.
Jag snackar ingen new age-skit
– Yeni çağ saçmalıklarından bahsetmiyorum.
Handlar om att bryta banor, inte slösa tid
– Yörüngeleri kırmakla ilgili, zaman kaybetmemekle ilgili
Så i väntan på det blir det att döda tid
– Yani beklentisiyle zaman öldürüyor olacak
Och det är så håglöst av mig så jag ödslar tid
– Ve bu benim için çok düşüncesiz, bu yüzden zaman kaybediyorum
Ibland så rädd så det är knappt jag lever
– Bazen o kadar korkuyorum ki zar zor yaşıyorum
Men resan har inget fast pris, det går på taxametern
– Ancak yolculuğun sabit bir fiyatı yok, taksimetreye gidiyor
Färdas med tiden som är livets fortskaffningsmedel
– Yaşam aracı olan zamanla yolculuk
Jag ser inte varför jag ska sakta ner det
– Neden yavaşlatmam gerektiğini anlamıyorum.
Jag kommer släppa mitt tag men vi får se vilken tid det blir
– Bir süreliğine bırakacağım ama saatin kaç olacağını göreceğiz.
Skulle gjort det nyss men så tog livet vid
– Bunu yapmalıydım ama sonra hayat devraldı.
Allt jag känner igen
– Tanıdığım her şey
Om jag släpper det så kanske jag känner igen
– Gitmesine izin verirsem, belki tanıyabilirim.
Jag kommer släppa mitt tag men vi får se vilken tid det blir
– Bir süreliğine bırakacağım ama saatin kaç olacağını göreceğiz.
Skulle gjort det nyss men så tog livet vid
– Bunu yapmalıydım ama sonra hayat devraldı.
Allt jag känner igen
– Tanıdığım her şey
Om jag släpper det så kanske jag känner igen
– Gitmesine izin verirsem, belki tanıyabilirim.
Ett steg framåt, två steg bak
– Bir adım ileri, iki adım geri
Inget fel med det, då har jag trots allt tagit tre steg
– Bunda yanlış bir şey yok, o zaman üç adım attım
Är nog allra helst en bohem
– Oldukça bohem olurum
Det växer ingen mossa på en rullande sten
– Yuvarlanan bir Taş üzerinde büyüyen yosun yok
Om du släpper ditt tag är världen öppen idag
– Eğer kendini bırakırsan, dünya bugün açık olacak.
Om du söker ett svar eller söker ett jag
– Bir cevap arıyorsanız veya bir cevap arıyorsanız
Man har sitt öde kvar
– Hala kaderin var
Men oftast är man nog en feg jävel som söker sig tillbaks
– Ama çoğu zaman geri dönüş yolunu arayan bir korkaksın.
Så befäst dina fundament, stadga dina hörnstenar
– Bu yüzden temellerinizi güçlendirin, temel taşlarınızı oluşturun
Dra din sunda gräns, passa dig för skörlevnad
– Sağlıklı sınırınızı çizin, çöp atmaya dikkat edin
Bygg din fästning, justera med ditt vattenpass
– Kalenizi inşa edin, ruh seviyenizle hizalayın
Betrakta allt, är det ändå inget vackert alls
– Her şeye bak, hiç de güzel bir şey değil.
Jag kommer släppa mitt tag men vi får se vilken tid det blir
– Bir süreliğine bırakacağım ama saatin kaç olacağını göreceğiz.
Skulle gjort det nyss men så tog livet vid
– Bunu yapmalıydım ama sonra hayat devraldı.
Allt jag känner igen
– Tanıdığım her şey
Om jag släpper det så kanske jag känner igen
– Gitmesine izin verirsem, belki tanıyabilirim.
Jag kommer släppa mitt tag men vi får se vilken tid det blir
– Bir süreliğine bırakacağım ama saatin kaç olacağını göreceğiz.
Skulle gjort det nyss men så tog livet vid
– Bunu yapmalıydım ama sonra hayat devraldı.
Allt jag känner igen
– Tanıdığım her şey
Om jag släpper det så kanske jag känner igen
– Gitmesine izin verirsem, belki tanıyabilirim.
Och när du inte längre har nån chans att vända
– Ve artık dönme şansın olmadığında
Och tappat taget om ditt trygga gamla liv
– Eski hayatını kaybettin.
Det är först då som saker börjar hända
– Ancak o zaman bir şeyler olmaya başlar.
Då kan du börja skönja nya perspektiv
– Sonra yeni bakış açılarını ayırt etmeye başlayabilirsiniz
Men jag tycks stå kvar vid samma hållplats
– Aynı noktada duruyor gibiyim.
Men de säger till mig att förändring är nåt konstant
– Ama bana değişimin sabit bir şey olduğunu söylüyorlar.
Men det ser inte ut som om jag ska nånstans
– Ama hiçbir yere gitmeyecek gibiyim.
Släppa taget, det är väl ingen konst alls?
– Bırak gitsin, bu hiç sanat değil, değil mi?
Jag försöker krampaktigt släppa taget
– Convulsively hadi git çalışırım
Åren flyr medan jag försöker fånga dagen
– Ben günü yakalamaya çalışırken yıllar geçiyor
Igår hade jag tusentals planer
– Dün binlerce planım vardı.
Idag gjorde jag precis som vanligt
– Bugün her zamanki gibi yaptım.
Jag kommer släppa mitt tag men vi får se vilken tid det blir
– Bir süreliğine bırakacağım ama saatin kaç olacağını göreceğiz.
Skulle gjort det nyss men så tog livet vid
– Bunu yapmalıydım ama sonra hayat devraldı.
Allt jag känner igen
– Tanıdığım her şey
Om jag släpper det så kanske jag känner igen
– Gitmesine izin verirsem, belki tanıyabilirim.
Jag kommer släppa mitt tag men vi får se vilken tid det blir
– Bir süreliğine bırakacağım ama saatin kaç olacağını göreceğiz.
Skulle gjort det nyss men så tog livet vid
– Bunu yapmalıydım ama sonra hayat devraldı.
Allt jag känner igen
– Tanıdığım her şey
Om jag släpper det så kanske jag känner igen
– Gitmesine izin verirsem, belki tanıyabilirim.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.