On a le cœur moins gros, on a baissé les armes
– Daha küçük bir kalbimiz var, silahlarımızı indirdik.
On a fait c’qu’il faut pour que revienne le calme
– Sakinliği geri getirmek için ne gerekiyorsa yaptık.
On a mis d’la lumière sur nos différends
– Farklılıklarımıza ışık tuttuk.
Au fond, on l’savait ben qu’ça passerait avec le temps
– Derinlerde, zamanla geçeceğini çok iyi biliyorduk.
On en a fait du chemin
– Çok yol kat ettik
Toi, pis moi depuis l’temps
– Sen, çocukluğumdan beri benim için daha kötüsün.
On avait d’la misère à vivre des bons moments
– İyi zamanlar geçirmekte zorlandık.
On s’pognait pour un rien, on s’parlait sans s’écouter
– Boş yere eğleniyorduk, birbirimizi dinlemeden birbirimizle konuştuk.
On s’entendait juste ben assis devant télé
– Televizyonun önünde otururken iyi anlaşıyorduk.
Y était vraiment l’temps qu’ça change
– Gerçekten değişmenin zamanı gelmişti.
Y manquait d’espoir dans nos silences
– Sessizliğimizde umut yoktu.
On a le cœur moins gros, on a baissé les armes
– Daha küçük bir kalbimiz var, silahlarımızı indirdik.
On a fait c’qu’il faut pour que revienne le calme
– Sakinliği geri getirmek için ne gerekiyorsa yaptık.
On a mis d’la lumière sur nos différends
– Farklılıklarımıza ışık tuttuk.
Au fond, on l’savait ben qu’ça passerait avec le temps
– Derinlerde, zamanla geçeceğini çok iyi biliyorduk.
On s’est pas laissé d’chance, on a été impatients
– Kendimize bir şans vermedik, sabırsızdık.
Dans notre manque de présence, on était dans l’champ
– Varlığımızın yokluğunda karanlıktaydık.
Maintenant qu’ça va ben
– Artık sorun olmadığına göre ben
Nos différences sont devenues le lien de notre alliance
– Farklılıklarımız ittifakımızın bağı haline geldi
Y était vraiment l’temps qu’ça change
– Gerçekten değişmenin zamanı gelmişti.
Y avait trop de colère dans nos silences
– Sessizliğimizde çok fazla öfke vardı.
On a l’cœur moins gros, on a baissé les armes
– Daha az şişman görünüyoruz, silahlarımızı indiriyoruz.
On a fait c’qu’il faut pour que revienne le calme
– Sakinliği geri getirmek için ne gerekiyorsa yaptık.
On a mis d’la lumière Sur nos différends
– Farklılıklarımıza ışık tuttuk.
Au fond, on l’savait ben qu’ça passerait avec le temps
– Derinlerde, zamanla geçeceğini çok iyi biliyorduk.
Avec le temps
– Zamanın geçişi ile
On retourne plus en arrière
– Daha geriye gidiyoruz
L’avenir est plus brillant
– Gelecek daha parlak
Ensemble, on a fait l’choix de garder ça vivant
– Birlikte, onu canlı tutma seçimini yaptık.
On a l’cœur moins gros, on a baissé les armes
– Daha az şişman görünüyoruz, silahlarımızı indiriyoruz.
On a fait c’qu’il faut pour que revienne le calme
– Sakinliği geri getirmek için ne gerekiyorsa yaptık.
On a mis d’la lumière sur nos différends
– Farklılıklarımıza ışık tuttuk.
Au fond, on l’savait ben qu’ça passerait avec le temps
– Derinlerde, zamanla geçeceğini çok iyi biliyorduk.
On a le cœur moins gros
– Daha küçük bir kalbimiz var.
On a mis d’la lumière
– Biraz ışık koyduk
On a le cœur moins gros
– Daha küçük bir kalbimiz var.
On a mis d’la lumière
– Biraz ışık koyduk

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.