Spacey Jane – Pulling Through İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Swimming in my head aiding and abetting
– Kafamda yüzmek yardım ve yataklık
Things I shouldn’t sweat, things that I care about
– Terlememem gereken şeyler, değer verdiğim şeyler
I don’t know if I can take another day
– Bir gün daha dayanabilir miyim bilmiyorum.
Of waking up and thinking is there a better way?
– Uyanıp düşünmenin daha iyi bir yolu var mı?
Is there a better way?
– Daha iyi bir yolu var mı?

I don’t want to ask but you’ve already said it
– Sormak istemiyorum ama sen zaten söyledin.
With that look in your eyes and hands deep in your pockets
– Gözlerindeki o bakışla ve ellerin cebinin derinliklerinde
Staring at your shoes, kicking up the grass
– Ayakkabılarına bakıyor, çimleri tekmeliyor
Leading to the front door of my house
– Evimin ön kapısına giden
The front door of my house
– Evimin ön kapısı

But I hope you know that I love you
– Ama umarım seni sevdiğimi biliyorsundur.
No matter what you’re going through
– Ne yaşarsan yaşa
When I feels sometimes like
– Bazen böyle hissettiğimde
The waiting is the worst that we can do
– Bekleyebileceğimiz en kötü şey beklemek.
And if it feels like failure then it’s probably good for you
– Ve eğer başarısızlık gibi hissediyorsa, o zaman muhtemelen sizin için iyidir
Oh-oh, and if it tears your heart out
– Oh-oh, ve eğer kalbini yırtarsa
Then you’re probably pulling through
– O zaman muhtemelen başarıyorsundur.

Sometimes it’s the worst sometimes it’s the future
– Bazen en kötüsü bazen gelecek
Sometimes it’ll hurt that’s if you even feel it
– Bazen acıtacak, eğer hissedersen bile
There is nothing I or anyone can tell you
– Ben bir şey ya da kimseye söyleyemezsin
But I will sit beside and make you feel alright
– Ama yanına oturacağım ve kendini iyi hissetmeni sağlayacağım.
Make you feel alright
– Kendini iyi hissetmeni sağla

I don’t like thinking about you when I’ve got things to do
– Yapacak işlerim varken seni düşünmekten hoşlanmıyorum.
So I talk to myself but it’s not the same
– Ben de kendi kendime konuşurum ama eskisi gibi değil
You’re paying for a view without looking out the front window
– Ön camdan bakmadan manzara için para ödüyorsun.
Face in your hands, your face is in your hands
– Yüzün senin ellerinde, yüzün senin ellerinde

But I hope you know that I love you
– Ama umarım seni sevdiğimi biliyorsundur.
No matter what you’re going through
– Ne yaşarsan yaşa
When it feels sometimes like
– Bazen böyle hissettiğinde
The waiting is the worst that we can do
– Bekleyebileceğimiz en kötü şey beklemek.
And if it feels like failure then it’s probably good for you
– Ve eğer başarısızlık gibi hissediyorsa, o zaman muhtemelen sizin için iyidir
Oh if it tears your heart out
– Ah eğer kalbini yırtarsa
Then you’re probably pulling through
– O zaman muhtemelen başarıyorsundur.
Well you’re probably pulling through
– Muhtemelen başarıyorsundur.
Well, you’re probably pulling through
– Muhtemelen başarıyorsundur.
Are you probably pulling through?
– Muhtemelen başarıyorsundur?
Oh, you’re probably pulling through
– Muhtemelen başarıyorsundur.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın