Grace Davies – Testosterone İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I recognise your whiskey lips, but not that perfume
– Viski dudaklarını tanıyorum ama o parfümü değil.
Recite your lines and go off script, yeah, you always do
– Repliklerini oku ve senaryodan çık, evet, her zaman yaparsın.

You’re only a man and you got your needs
– Sen sadece bir erkeksin ve ihtiyaçların var.
How could I understand what I’ll never be?
– Asla olamayacağımı nasıl anlayabilirim?
You don’t think with your heart when you’re thinking of me
– Beni düşünürken kalbinle düşünmüyorsun.
And I can’t do this anymore, oh-oh-oh-oh
– Ve bunu daha fazla yapamam, oh-oh-oh-oh

Oh
– Ey
You’re the only one who hurts me most
– Beni en çok inciten tek kişi sensin.
You lie, you’re leaving, don’t pick up your phone
– Yalan söylüyorsun, gidiyorsun, telefonunu açma.
And now you’re blaming your testosterone
– Şimdi de testosteronunu suçluyorsun.
Like that’s an excuse
– Sanki bu bir bahane
And you go cold
– Ve üşüyorsun
Don’t show emotion, keep your heart like stone
– Duygu gösterme, kalbini taş gibi tut
‘Cause if you showed it, all your boys would know
– Çünkü gösterseydin, bütün çocukların bilirdi.
Yeah, you can blame it on testosterone
– Evet, testosteronu suçlayabilirsin.
But I’m blaming you
– Ama seni suçlarım
(I’m blaming you)
– (Seni suçluyorum)

You only tell me that you love me when we’re in the dark, mmm
– Sadece karanlıkta olduğumuzda beni sevdiğini söylüyorsun, mmm
And if I ask you for commitment, I’m pushing too hard
– Ve eğer senden bağlılık istersem, çok zorluyorum

You’re only a man and you got your needs
– Sen sadece bir erkeksin ve ihtiyaçların var.
How could I understand what I’ll never be?
– Asla olamayacağımı nasıl anlayabilirim?
You don’t think with your heart when you’re thinking of me
– Beni düşünürken kalbinle düşünmüyorsun.
And I can’t do this anymore, oh-oh-oh-oh
– Ve bunu daha fazla yapamam, oh-oh-oh-oh

Oh
– Ey
You’re the only one who hurts me most
– Beni en çok inciten tek kişi sensin.
You lie, you’re leaving, don’t pick up your phone
– Yalan söylüyorsun, gidiyorsun, telefonunu açma.
And now you’re blaming your testosterone
– Şimdi de testosteronunu suçluyorsun.
Like that’s an excuse
– Sanki bu bir bahane
And you go cold
– Ve üşüyorsun
Don’t show emotion, keep your heart like stone
– Duygu gösterme, kalbini taş gibi tut
‘Cause if you showed it, all your boys would know
– Çünkü gösterseydin, bütün çocukların bilirdi.
Yeah, you can blame it on testosterone
– Evet, testosteronu suçlayabilirsin.
But I’m blaming you
– Ama seni suçlarım
(I’m blaming you)
– (Seni suçluyorum)

No, I’m not the only one who’s hurting most
– Hayır, en çok canını yakan tek kişi ben değilim.
You’ve got emotion in there, boy, I know
– İçinde duygu var, evlat, biliyorum.
Baby, please don’t let a good thing go
– Bebeğim, lütfen iyi bir şeyin gitmesine izin verme.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın