The Temptations – Soul To Soul İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Soul to Soul (Soul to soul)
– Ruhtan Ruha (Ruhtan ruha)
Sooooul mmmh.mmmh.mmmmmmh
– Sooooul mmmh.mmmh.mmmmmmh
Oh whoa whoa (soul to soul)
– Oh whoa whoa (ruhtan ruha)

Picked some newspaper At my feet
– Ayaklarımın dibinde gazete topladım.
We go blowing down the street
– Caddeyi havaya uçurmaya gidiyoruz.
Got out stories old and new
– Eski ve yeni hikayeler çıktı
Need someone to tell ’em to
– Onlara söyleyecek birine ihtiyacım var.

We don’t have to be eye to eye (face to face)
– Göz göze gelmek zorunda değiliz (yüz yüze)
I’m not asking for miracles (or saving grace)
– Mucizeler istemiyorum (ya da lütuftan tasarruf etmiyorum)
And I don’t need another heart (to have and hold)
– Ve başka bir kalbe ihtiyacım yok (sahip olmak ve tutmak için)
All I want is a friend I can talk to (soul to soul)
– Tek istediğim konuşabileceğim bir arkadaş (ruhtan ruha)
Oh soul to soul (soul to soul)
– Ah ruhtan ruha (ruhtan ruha)
Mmmmmh
– Mmmmmh

Like an album On a shelf
– Raftaki bir albüm gibi
Tired of talking to myself
– Kendi kendime konuşmaktan yoruldum.
Wishing somebody (somebody) passing by (passing by)
– Birinin (birinin) geçmesini dilemek (geçmek)
Would pick me up and look inside
– Beni alır ve içine bakardım.

We don’t have to be eye to eye (or face to face)
– Göz göze (veya yüz yüze) olmak zorunda değiliz.
I’m not asking for miracles (miracles or saving grace)
– Mucizeler istemiyorum (mucizeler veya lütuf tasarrufu)
And I don’t need another heart (I don’t need another heart to have and hold)
– Ve başka bir kalbe ihtiyacım yok (sahip olmak ve tutmak için başka bir kalbe ihtiyacım yok)
All I want is a friend I can talk to (soul to soul)
– Tek istediğim konuşabileceğim bir arkadaş (ruhtan ruha)
Soul to soul Oh (soul to soul soul to soul)
– Ruhtan ruha Oh (ruhtan ruha ruhtan ruha)
Mmmmmh
– Mmmmmh

Everyone needs someone to turn to
– Herkesin başvuracağı birine ihtiyacı var.
When they walk in their line (got to hold the line)
– Onların çizgisinde yürüdüklerinde (çizgiyi tutmak zorundalar)
And we all need a friend we can cry to
– Ve hepimizin ağlayabileceğimiz bir arkadaşa ihtiyacı var
And I’m out on the line (I’m on the line)
– Ve ben çizgideyim (çizgideyim)
He he
– O o
It’s been so long now you know I need a li Aaai
– Çok uzun zaman oldu artık biliyorsun bir li Aaai’ye ihtiyacım var

Oh whoaaaa whoaaaa whoaaa
– Oh whoaaaa whoaaaa whoaaa
Oh my, my, my, my, my, my, my, my, my, my
– Aman, aman, aman, aman, aman, aman, aman, aman, aman, aman, aman
All I want is a friend I can talk to (woe woe woe woe soul to soul)
– Tek istediğim konuşabileceğim bir arkadaş (yazıklar olsun yazıklar olsun ruhtan ruha)
I just call and there you are (soul to soul)
– Sadece sesleniyorum ve işte buradasın (ruhtan ruha)
Shining on me like a star (shining down)
– Üzerimde bir yıldız gibi parlıyor (parlıyor)
Smiling in my direction in the night (oooooh oooooh oooooh)
– Gece yönüme gülümseyerek (oooooh oooooh oooooh)
And I feel your light yeah (oh oh soul to soul)
– Ve ışığını hissediyorum evet (oh oh ruhtan ruha)
I’m feeling stronger now, so much stronger now (soul to soul)
– Şimdi daha güçlü hissediyorum, şimdi çok daha güçlü (ruhtan ruha)
Won’t you shine a little longer, longer right now
– Biraz daha parlamaz mısın, şimdi daha uzun
I’m still holding the line (got to hold the line) yeah
– Hala çizgiyi tutuyorum (çizgiyi tutmalıyım) evet
Keep me holding the line
– Beni çizgiyi tutmaya devam et
Oh oh my
– Oh oh benim

We don’t have to be eye to eye (or meet face to face)
– Göz göze gelmek zorunda değiliz (ya da yüz yüze görüşmek zorunda değiliz)
I’m not asking for miracles (or saving grace)
– Mucizeler istemiyorum (ya da lütuftan tasarruf etmiyorum)
And I don’t need another heart (to have and hold)
– Ve başka bir kalbe ihtiyacım yok (sahip olmak ve tutmak için)
All I want is someone I can talk to (soul to soul)
– Tek istediğim konuşabileceğim biri (ruhtan ruha)
Oh I need a friend right now
– Şu anda bir arkadaşa ihtiyacım var.
(Sooooul to soul)
– (Sooooul to soul)
Someone I can talk to
– Konuşabileceğim biri

I’m feeling lonely right now (right now baby)
– Şu anda yalnız hissediyorum (şu anda bebeğim)
I just need to know you’re there anytime of the day and night
– Sadece gece gündüz her an orada olduğunu bilmek istiyorum.
I need somebody who’s willing to listen
– Dinlemeye istekli birine ihtiyacım var.
Shining, shining, shining, shining so brightly right now
– Parlıyor, parlıyor, parlıyor, şu anda çok parlak parlıyor
I feel like I’m carrying the weight of the world on my shoulders
– Dünyanın ağırlığını omuzlarımda taşıyormuşum gibi hissediyorum.
So much soul
– Çok fazla ruh
Does anyone hear me calling
– Aradığımı duyan var mı?




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın