Ben Platt & Original Broadway Cast of Dear Evan Hansen – Waving Through a Window İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I’ve learned to slam on the brake
– Frene basmayı öğrendim.
Before I even turn the key
– Anahtarı çevirmeden önce
Before I make the mistake
– Hata yapmadan önce
Before I lead with the worst of me
– En kötüsüyle liderlik etmeden önce

Give them no reason to stare
– Onlara bakmaları için bir sebep verme.
No slipping up if you slip away
– Eğer kaçarsan kaymak yok
So I got nothing to share
– Bu yüzden paylaşacak bir şeyim yok.
No, I got nothing to say
– Hayır, söyleyecek bir şeyim yok.

Step out, step out of the sun if you keep getting burned
– Dışarı çık, güneşten çık, eğer yanmaya devam edersen
Step out, step out of the sun because you’ve learned
– Dışarı çık, güneşten çık çünkü öğrendin
Because you’ve learned
– Çünkü öğrendin

On the outside always looking in
– Dışarısı hep içeriye bakıyor.
Will I ever be more than I’ve always been?
– Her zaman olduğumdan daha fazla olacak mıyım?
‘Cause I’m tap, tap, tapping on the glass
– Çünkü cama vuruyorum, vuruyorum, vuruyorum
I’m waving through a window
– Bir pencereden el sallıyorum
I tried to speak but nobody can hear
– Konuşmaya çalıştım ama kimse duyamıyor.
So I wait around for an answer to appear
– Bu yüzden bir cevabın ortaya çıkmasını bekliyorum
While I’m watch, watch, watching people pass
– Ben seyrederken, seyrederken, insanların geçişini seyrederken
I’m waving through a window
– Bir pencereden el sallıyorum
Can anybody see, is anybody waving back at me?
– Gören var mı, bana el sallayan var mı?

We start with stars in our eyes
– Gözlerimizdeki yıldızlarla başlıyoruz.
We start believing that we belong
– Ait olduğumuza inanmaya başlarız.
But every sun doesn’t rise
– Ama her güneş doğmaz
And no one tells you where you went wrong
– Ve kimse sana nerede hata yaptığını söylemiyor.

Step out, step out of the sun if you keep getting burned
– Dışarı çık, güneşten çık, eğer yanmaya devam edersen
Step out, step out of the sun because you’ve learned
– Dışarı çık, güneşten çık çünkü öğrendin
Because you’ve learned
– Çünkü öğrendin

On the outside always looking in
– Dışarısı hep içeriye bakıyor.
Will I ever be more than I’ve always been?
– Her zaman olduğumdan daha fazla olacak mıyım?
Cause I’m tap, tap, tapping on the glass
– Çünkü cama vuruyorum, vuruyorum, vuruyorum
Waving through a window
– Bir pencereden el sallayarak
I tried to speak but nobody can hear
– Konuşmaya çalıştım ama kimse duyamıyor.
So I wait around for an answer to appear
– Bu yüzden bir cevabın ortaya çıkmasını bekliyorum
While I’m watch, watch, watching people pass
– Ben seyrederken, seyrederken, insanların geçişini seyrederken
Waving through a window
– Bir pencereden el sallayarak
Can anybody see, is anybody waving?
– Gören var mı, el sallayan var mı?

When you’re falling in a forest and there’s nobody around
– Bir ormana düştüğünde ve etrafta kimse yokken
Do you ever really crash or even make a sound?
– Hiç gerçekten çarptın mı, hatta ses çıkardın mı?
When you’re falling in a forest and there’s nobody around
– Bir ormana düştüğünde ve etrafta kimse yokken
Do you ever really crash or even make a sound?
– Hiç gerçekten çarptın mı, hatta ses çıkardın mı?
When you’re falling in a forest and there’s nobody around
– Bir ormana düştüğünde ve etrafta kimse yokken
Do you ever really crash or even make a sound?
– Hiç gerçekten çarptın mı, hatta ses çıkardın mı?
When you’re falling in a forest and there’s nobody around
– Bir ormana düştüğünde ve etrafta kimse yokken
Do you ever really crash or even make a sound?
– Hiç gerçekten çarptın mı, hatta ses çıkardın mı?
Did I even make a sound?
– Ses bile çıkardım mı?
Did I even make a sound?
– Ses bile çıkardım mı?
It’s like I never made a sound
– Sanki hiç ses çıkarmamışım gibi
Will I ever make a sound?
– Hiç ses çıkaracak mıyım?

On the outside always looking in
– Dışarısı hep içeriye bakıyor.
Will I ever be more than I’ve always been?
– Her zaman olduğumdan daha fazla olacak mıyım?
Cause I’m tap, tap, tapping on the glass
– Çünkü cama vuruyorum, vuruyorum, vuruyorum
Waving through a window
– Bir pencereden el sallayarak
I tried to speak but nobody can hear
– Konuşmaya çalıştım ama kimse duyamıyor
So I wait around for an answer to appear
– Bu yüzden bir cevabın ortaya çıkmasını bekliyorum
While I’m watch, watch, watching people pass
– Ben seyrederken, seyrederken, insanların geçişini seyrederken
Waving through a window
– Bir pencereden el sallayarak
Can anybody see, is anybody waving back at me?
– Gören var mı, bana el sallayan var mı?

Is anybody waving
– El sallayan var mı
Waving, waving
– El sallıyor, el sallıyor
Whoa-oh, whoa-oh-oh-oh
– Hop-oh, hop-oh-oh-oh




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın