Morgan Wade – Northern Air İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I didn’t know the difference between
– Arasındaki farkı bilmiyordum
What I needed and what I was wanting
– Neye ihtiyacım vardı ve ne istiyordum
And the way you looked at me
– Ve bana bakış şeklin
Was a little haunting
– Biraz musallat oldu
I can still see you with your whiskey
– Seni hala viskinle görebiliyorum
And your ginger
– Ve zencefilin
Back of the bar, drunk in early September
– Barın arkası, Eylül başında sarhoş

But I’m missing you now
– Ama şimdi seni özlüyorum
I’m still stuck here in this southern town
– Hala bu güney kasabasında sıkışıp kaldım.

So tell me
– Öyleyse söyle bana
Tell me, how’s that northern air
– Söylesene, kuzey havası nasıl?
And do you think of me when you’re all alone?
– Ve yapayalnızken beni düşünüyor musun?
Won’t you bring yourself on home?
– Kendini eve getirmeyecek misin?

I sang the songs I wrote about you
– Senin hakkında yazdığım şarkıları söyledim
Didn’t even know it
– Farkında bile değildim.
Or maybe you did, and you were too afraid to show it
– Ya da belki yaptın ve bunu göstermekten çok korktun

Tonight I wonder if you’re by yourself
– Bu gece yalnız mısın merak ediyorum
But I can’t imagine you with anyone else
– Ama seni başkasıyla hayal edemiyorum

So tell me
– Öyleyse söyle bana
Tell me, how’s that northern air
– Söylesene, kuzey havası nasıl?
And do you think of me when you’re all alone?
– Ve yapayalnızken beni düşünüyor musun?

I could drive all night to be there
– Orada olmak için bütün gece araba kullanabilirim
‘Cause I don’t think that I could stand
– Çünkü dayanabileceğimi sanmıyorum
One more night on my own
– Tek başıma bir gece daha
Won’t you bring yourself on home?
– Kendini eve getirmeyecek misin?

There’s a red wine stain on my white dress
– Beyaz elbisemde kırmızı şarap lekesi var.
That I bought to impress you
– Seni etkilemek için aldığım
That night that I confessed my truth
– O gece gerçeğimi itiraf ettim
Didn’t know it would upset you
– Seni üzeceğini bilmiyordum.

I haven’t seen you in so long
– Seni uzun zamandır görmedim.
But after all this time, these feelings, they’re not gone
– Ama bunca zamandan sonra, bu duygular, gitmediler

So tell me
– Öyleyse söyle bana
Tell me, how’s that northern air
– Söylesene, kuzey havası nasıl?
And do you think of me when you’re all alone?
– Ve yapayalnızken beni düşünüyor musun?
And I could drive all night to be there
– Ve orada olmak için bütün gece araba kullanabilirim
‘Cause I don’t think that I could stand
– Çünkü dayanabileceğimi sanmıyorum
One more night on my own
– Tek başıma bir gece daha

Won’t you bring yourself on home?
– Kendini eve getirmeyecek misin?
Won’t you bring yourself on home?
– Kendini eve getirmeyecek misin?
Won’t you bring yourself on home?
– Kendini eve getirmeyecek misin?
Won’t you bring yourself on home?
– Kendini eve getirmeyecek misin?

There’s a red wine stain on my white dress
– Beyaz elbisemde kırmızı şarap lekesi var.
That I bought to impress you
– Seni etkilemek için aldığım




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın