Video Klip
Şarkı Sözleri
Who’s gonna stop us from waltzing back into rekindled flames
– Alev alev yanan alevlere geri dönmemizi kim engelleyecek
If we know the steps anyway?
– Ya adımları biliyorsak?
We embroidered the memories of the time I was away
– Uzakta olduğum zamanın anılarını işledik
Stitching, “We were just kids, babe”
– Dikiş dikmek, “Biz sadece çocuktuk bebeğim”
I said, “I don’t mind, it takes time”
– “Sorun değil, zaman alır” dedim.
I thought I was better safe than starry-eyed
– Yıldız gözlü olmaktan daha güvende olduğumu sanıyordum.
I felt aglow like this
– Böyle parıldadığımı hissettim.
Never before and never since
– Daha önce ve o zamandan beri hiç
If you know it in one glimpse, it’s legendary
– Bunu bir bakışta biliyorsanız, efsanevidir
You and I go from one kiss to getting married
– Sen ve ben bir öpücükten evlenmeye geçiyoruz
Still alive, killing time at the cemetery
– Hala hayatta, mezarlıkta zaman öldürüyor
Never quite buried
– Asla tam olarak gömülmedi
In your suit and tie, in the nick of time
– Takım elbisen ve kravatınla, tam zamanında
You low-down boy, you stand-up guy
– Seni alçak çocuk, seni dik duran adam
You Holy Ghost, you told me I’m the love of your life
– Seni Kutsal Ruh, bana hayatının aşkı olduğumu söylemiştin.
You said I’m the love of your life
– Hayatının aşkı olduğumu söylemiştin.
About a million times
– Yaklaşık bir milyon kez
Who’s gonna tell me the truth when you blew in with the winds of fate
– Kader rüzgarları estiğinde bana gerçeği kim söyleyecek
And told me I reformed you?
– Sana reform yaptığımı mı söyledi?
When your impressionist paintings of heaven turned out to be fakes
– Empresyonist cennet resimlerinin sahte olduğu ortaya çıktığında
Well, you took me to hell too
– Beni de cehenneme götürdün.
And all at once, the ink bleeds
– Ve hepsi bir anda mürekkep kanar
A con man sells a fool a get-love-quick scheme
– Bir dolandırıcı bir aptala hızlı bir aşk planı satar
But I’ve felt a hole like this
– Ama böyle bir delik hissettim
Never before and ever since
– Daha önce ve o zamandan beri hiç
If you know it in one glimpse, it’s legendary
– Bunu bir bakışta biliyorsanız, efsanevidir
What we thought was for all time was momentary
– Her zaman için düşündüğümüz şey anlıktı
Still alive, killing time at the cemetery
– Hala hayatta, mezarlıkta zaman öldürüyor
Never quite buried
– Asla tam olarak gömülmedi
You cinephile in black and white
– Sen siyah beyaz sinemaseversin.
All those plot twists and dynamite
– Tüm bu olay örgüsü kıvrımları ve dinamitleri
Mr. Steal Your Girl, then make her cry
– Bay Kızını Çal, sonra ağlat
You said I’m the love of your life
– Hayatının aşkı olduğumu söylemiştin.
You shit-talked me under the table
– Masanın altında benimle boktan konuştun.
Talkin’ rings and talkin’ cradles
– Yüzükler ve beşikler hakkında konuşmak
I wish I could un-recall
– Keşke hatırlayamasaydım
How we almost had it all
– Neredeyse hepsine nasıl sahip olduk
Dancing phantoms on the terrace
– Terasta dans eden hayaletler
Are they second-hand embarrassed
– İkinci elden utanıyorlar mı
That I can’t get out of bed
– Yataktan kalkamayacağımı
‘Cause something counterfeit’s dead?
– Sahte bir şey öldü diye mi?
It was legendary
– Efsaneydi.
It was momentary
– Anlıktı.
It was unnecessary
– Gereksizdi.
Should’ve let it stay buried
– Gömülü kalmasına izin vermeliydim.
Oh, what a valiant roar
– Oh, ne yiğit bir kükreme
What a bland goodbye
– Ne mülayim bir veda
The coward claimed he was a lion
– Korkak aslan olduğunu iddia etti
I’m combing through the braids of lies
– Yalanların örgülerini tarıyorum
“I’ll never leave,” “Never mind”
– “Asla gitmeyeceğim,” “Boşver”
Our field of dreams engulfed in fire
– Hayal Alanımız ateşe gömüldü
Your arson’s match, your somber eyes
– Kundakçılığın kibriti, kasvetli gözlerin
And I’ll still see it until I die
– Ve ölene kadar onu görmeye devam edeceğim
You’re the loss of my life
– Sen hayatımın kaybısın
