Video Klip
Şarkı Sözleri
Once, I was seven years old, my mama told me
– Bir keresinde, yedi yaşındaydım, annem bana söyledi
“Go make yourself some friends or you’ll be lonely”
– “Git kendine arkadaş edin yoksa yalnız kalırsın.”
Once, I was seven years old
– Bir keresinde yedi yaşındaydım.
It was a big, big world, but we thought we were bigger
– Büyük, büyük bir dünyaydı, ama biz daha büyük olduğumuzu düşündük
Pushing each other to the limits, we were learnin’ quicker
– Birbirimizi sınırlara zorluyorduk, daha çabuk öğreniyorduk
By eleven, smokin’ herb and drinkin’ burnin’ liquor
– On bir yaşına gelindiğinde, ot içiyor ve yakıcı likör içiyor
Never rich, so we were out to make that steady figure
– Asla zengin olmadık, bu yüzden bu istikrarlı figürü yapmak için dışarı çıktık
Once, I was eleven years old, my daddy told me
– Bir keresinde, on bir yaşındaydım, babam bana söyledi
“Go get yourself a wife or you’ll be lonely”
– “Git kendine bir eş bul yoksa yalnız kalacaksın.”
Once, I was eleven years old
– Bir zamanlar on bir yaşındaydım
I always had that dream like my daddy before me
– O rüyayı hep benden önceki babam gibi gördüm
So I started writin’ songs, I started writin’ stories
– Bu yüzden şarkılar yazmaya başladım, hikayeler yazmaya başladım
Something about that glory just always seemed to bore me
– Bu ihtişamla ilgili bir şey her zaman beni sıkıyor gibiydi
‘Cause only those I really love will ever really know me
– Çünkü sadece gerçekten sevdiklerim beni gerçekten tanıyacak
Once, I was twenty years old, my story got told
– Bir keresinde, yirmi yaşındaydım, hikayem anlatıldı
Before the mornin’ sun, when life was lonely
– Sabah güneşinden önce, hayat yalnızken
Once, I was twenty years old (Lukas Graham!)
– Bir zamanlar yirmi yaşındaydım (Lukas Graham!)
I only see my goals, I don’t believe in failure
– Sadece hedeflerimi görüyorum, başarısızlığa inanmıyorum
‘Cause I know the smallest voices, they can make it major
– Çünkü en küçük sesleri bilirim, onu büyük yapabilirler
I got my boys with me, at least those in favor
– Çocuklarım yanımda, en azından lehte olanlar
And if we don’t meet before I leave, I hope I’ll see you later
– Ve ben ayrılmadan önce buluşmazsak, umarım sonra görüşürüz.
Once, I was twenty years old, my story got told
– Bir keresinde, yirmi yaşındaydım, hikayem anlatıldı
I was writin’ ’bout everything I saw before me
– Benden önce gördüğüm her şeyi yazıyordum.
Once, I was twenty years old
– Bir keresinde yirmi yaşındaydım.
Soon, we’ll be thirty years old, our songs have been sold
– Yakında otuz yaşında olacağız, şarkılarımız satıldı
We’ve traveled around the world and we’re still roamin’
– Dünyayı dolaştık ve hala dolaşıyoruz
Soon, we’ll be thirty years old
– Yakında otuz yaşında olacağız
I’m still learnin’ about life, my woman brought children for me
– Hala hayatı öğreniyorum, kadınım benim için çocuk getirdi
So I can sing them all my songs and I can tell them stories
– Böylece onlara tüm şarkılarımı söyleyebilir ve onlara hikayeler anlatabilirim
Most of my boys are with me, some are still out seekin’ glory
– Çocuklarımın çoğu benimle, bazıları hala zafer arıyor
And some I had to leave behind, my brother, I’m still sorry
– Ve bazılarını geride bırakmak zorunda kaldım kardeşim, hala üzgünüm
Soon, I’ll be sixty years old, my daddy got sixty-one
– Yakında altmış yaşında olacağım, babam altmış bir yaşında
Remember life and then your life becomes a better one
– Hayatı hatırla ve sonra hayatın daha iyi olur
I made a man so happy when I wrote a letter once
– Bir keresinde mektup yazdığımda bir adamı çok mutlu etmiştim.
I hope my children come and visit once or twice a month
– Umarım çocuklarım ayda bir veya iki kez gelir ve ziyaret eder
Soon, I’ll be sixty years old, will I think the world is cold
– Yakında altmış yaşında olacağım, dünyanın soğuk olduğunu düşünecek miyim
Or will I have a lot of children who can warm me?
– Yoksa beni ısıtacak bir sürü çocuğum olacak mı?
Soon, I’ll be sixty years old
– Yakında altmış yaşında olacağım
Soon, I’ll be sixty years old, will I think the world is cold
– Yakında altmış yaşında olacağım, dünyanın soğuk olduğunu düşünecek miyim
Or will I have a lot of children who can warm me?
– Yoksa beni ısıtacak bir sürü çocuğum olacak mı?
Soon, I’ll be sixty years old
– Yakında altmış yaşında olacağım
Once, I was seven years old, my mama told me
– Bir keresinde, yedi yaşındaydım, annem bana söyledi
“Go make yourself some friends or you’ll be lonely”
– “Git kendine arkadaş edin yoksa yalnız kalırsın.”
Once, I was seven years old
– Bir keresinde yedi yaşındaydım.
Once, I was seven years old
– Bir keresinde yedi yaşındaydım.
