You know I see your troubles from a continent away
– Sıkıntılarını bir kıtadan uzakta gördüğümü biliyorsun.
And they take me from my own
– Ve beni kendimden alıyorlar.
And I know you feel your mind gets ugly every day
– Ve zihninin her geçen gün çirkinleştiğini hissettiğini biliyorum.
And I know you know what it’s like to feel insatiably alone
– Ve biliyorum ki kendini doyumsuz bir şekilde yalnız hissetmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorsun
I’m alone with my thoughts, she’s alone with her thoughts
– Ben düşüncelerimle yalnızım, o düşünceleriyle yalnız
He’s alone with his thoughts
– Düşünceleriyle başbaşa
Still, the days, they roll on, tell me where I get off
– Yine de, günler devam ediyor, bana nerede ineceğimi söyle
Tell me how I switch off
– Nasıl kapattığımı söyle.
I won’t let you get ill, I won’t let you give in
– Hastalanmana izin vermeyeceğim, teslim olmana izin vermeyeceğim.
‘Cause this life will only kill you if you let it
– Çünkü bu hayat seni ancak sen izin verirsen öldürür.
Don’t you let me get ill, ’cause you know that I will
– Hastalanmama izin verme, çünkü bunu yapacağımı biliyorsun.
My pain loves the company
– Acım şirketi seviyor.
My life only kills me when I let it
– Hayatım sadece izin verdiğimde beni öldürüyor.
Yеah, life’s gonna kill you if you let it
– Evet, izin verirsen hayat seni öldürecek.
I know you hide your smilе ’cause your front tooth’s chipped away
– Biliyorum gülüşünü saklıyorsun çünkü ön dişin yontulmuş
Who says it ain’t beautiful anyway?
– Zaten güzel olmadığını kim söyledi?
And the sun, it has its own face and it’s reflecting on the lake
– Ve güneşin kendi yüzü var ve göle yansıyor
And it let us be warm, and it let us be brave
– Ve sıcak olmamıza izin verdi ve cesur olmamıza izin verdi
And it let us not be stupid again
– Ve bir daha aptal olmayalım
So you wanna get out of this town
– Yani bu kasabadan çıkmak istiyorsun.
Dye your hair bright like a peach
– Saçınızı şeftali gibi parlak boyayın
The smoke from bridges that you burnt
– Yaktığın köprülerden çıkan duman
Make your eyes waterfall in defeat
– Gözlerinizi yenilgiye uğratın
I gotta be honest, you have to find solice
– Dürüst olmalıyım, solice’i bulmalısın.
You gotta find something in what you’ve got
– Sahip olduğun şeyin içinde bir şeyler bulmalısın.
And don’t got
– Ve yok
I won’t let you get ill, I won’t let you give in
– Hastalanmana izin vermeyeceğim, teslim olmana izin vermeyeceğim.
‘Cause this life will only kill you if you let it
– Çünkü bu hayat seni ancak sen izin verirsen öldürür.
Don’t you let me get ill, ’cause you know that I will
– Hastalanmama izin verme, çünkü bunu yapacağımı biliyorsun.
My pain loves the company
– Acım şirketi seviyor.
My life only kills me when I let it
– Hayatım sadece izin verdiğimde beni öldürüyor.
Yeah, life’s gonna kill you if you let it
– Evet, izin verirsen hayat seni öldürecek.
And maybe you’ll come back
– Ve belki geri dönersin
As someone that you like
– Sevdiğin biri olarak
Maybe I’ll come back
– Belki geri gelirim.
As someone I like
– Sevdiğim biri olarak
And maybe you’ll come back
– Ve belki geri dönersin
My life only kills me when I let it
– Hayatım sadece izin verdiğimde beni öldürüyor.
Yeah, life’s tryna kill me and I let it
– Evet, hayat beni öldürmeye çalışıyor ve ben buna izin veriyorum.
I won’t let you get ill, I won’t let you give in
– Hastalanmana izin vermeyeceğim, teslim olmana izin vermeyeceğim.
‘Cause this life will only kill you if you let it
– Çünkü bu hayat seni ancak sen izin verirsen öldürür.
Don’t you let me get ill, ’cause you know that I will
– Hastalanmama izin verme, çünkü bunu yapacağımı biliyorsun.
My pain loves the company
– Acım şirketi seviyor.
My life only kills me when I let it
– Hayatım sadece izin verdiğimde beni öldürüyor.
Yeah, life’s gonna kill you if you let it
– Evet, izin verirsen hayat seni öldürecek.
Man-Made Sunshine – Life’s Gonna Kill You (If You Let It) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Etiketlendi:Man-Made Sunshine








