Welcome to my future
– Geleceğime hoş geldin
Reality’s a rumour
– Gerçek bir söylenti
Player one, this is my game
– Birinci oyuncu, bu benim oyunum.
(Don’t forget it)
– (Bunu sakın unutma)
Everything’s amazing
– Her şey harika
There’s nothing in my way here
– Yolumda hiçbir şey yok.
But you don’t want me to change
– Ama değişmemi istemiyorsun.
(Glow, let it)
– (Kızdırma, bırak)
If you knew me at all
– Eğer beni tanısaydın
You would know I’m magical
– Büyülü olduğumu anlardın.
(You know, you know)
– (Biliyorsun, biliyorsun)
If you knew me at all
– Eğer beni tanısaydın
It would just be natural
– Bu sadece doğal olurdu
Maybe just let me glow
– Belki sadece parlamama izin ver
You need to let me go
– Benim için yaşamak gerekir
Let me be the one that I
– Bırak ben olayım
(You know, you know)
– (Biliyorsun, biliyorsun)
Can you just let me glow?
– Sadece kızdırma beni içeri alabilir misin?
I wanna do this alone
– Bunu yalnız yapmak istiyorum.
Let me be the one that I need to be to grow
– Büyümek için olmam gereken kişi olmama izin ver
Let me glow (your light, don’t forget it)
– Parlamama izin ver (ışığın, unutma)
Let me, yeah (divine light)
– İzin ver, evet (ilahi ışık)
(Glow, let it)
– (Kızdırma, bırak)
I know your good intentions
– İyi niyetini biliyorum
But you just don’t get it
– Ama anlamıyorsun
You don’t understand my ways (don’t forget it)
– Yollarımı anlamıyorsun (unutma)
If you knew me at all
– Eğer beni tanısaydın
You would know I’m magical
– Büyülü olduğumu anlardın.
(You know, you know)
– (Biliyorsun, biliyorsun)
If you knew me at all
– Eğer beni tanısaydın
It would just be natural
– Bu sadece doğal olurdu
Maybe just let me glow
– Belki sadece parlamama izin ver
You need to let me go
– Benim için yaşamak gerekir
Let me be the one that I
– Bırak ben olayım
(You know, you know)
– (Biliyorsun, biliyorsun)
Can you just let me glow?
– Sadece kızdırma beni içeri alabilir misin?
I wanna do this alone
– Bunu yalnız yapmak istiyorum.
Let me be the one that I need to be to grow
– Büyümek için olmam gereken kişi olmama izin ver
Let me glow (your light, don’t forget it)
– Parlamama izin ver (ışığın, unutma)
Let me, yeah (divine light, glow, let it)
– İzin ver, evet (ilahi ışık, parıltı, izin ver)
(Your light, don’t forget it)
– (Işığını unutma)
(Divine light, glow, let it)
– (İlahi ışık, parıltı, izin ver)
(Glow)
– (Parlaklık)
On my mind, no regret
– Aklımda, pişmanlık yok
But I don’t need (you know, you know) in my head
– Ama kafamda (bilirsin, bilirsin) ihtiyacım yok
On my mind, no regret
– Aklımda, pişmanlık yok
But I don’t need (you know, you know) in my head
– Ama kafamda (bilirsin, bilirsin) ihtiyacım yok
Maybe just let me glow
– Belki sadece parlamama izin ver
You need to let me go
– Benim için yaşamak gerekir
Let me be the one that I
– Bırak ben olayım
Can you just let me glow?
– Sadece kızdırma beni içeri alabilir misin?
I wanna do this alone
– Bunu yalnız yapmak istiyorum.
Let me be the one that I need to be to grow
– Büyümek için olmam gereken kişi olmama izin ver
(One that I need)
– (İhtiyacım olan)
(Your light, don’t forget it)
– (Işığını unutma)
Let me go (divine light, glow, let it)
– Bırak beni (ilahi ışık, parıltı, bırak)
One that I, one that I need (your light, don’t forget it)
– Biri benim, ihtiyacım olan biri (ışığınız, bunu unutmayın)
Do this alone (divine light, glow, let it)
– Bunu yalnız yap (ilahi ışık, parıltı, izin ver)
Glow
– Işıltı

Jessica Mauboy – Glow 英語 歌詞 土耳其 翻譯
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.