D:Ream – Things Can Only Get Better İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

You can walk my path, you can wear my shoes
– Yolumda yürüyebilirsin, ayakkabılarımı giyebilirsin
Learn to talk like me and be an angel too
– Benim gibi konuşmayı ve melek olmayı da öğren.
But maybe you ain’t never gonna feel this way
– Ama belki de asla böyle hissetmeyeceksin.
You ain’t never gonna know me, but I know you
– Beni asla tanımayacaksın ama ben seni tanıyorum.

I’m singing it now, things can only get better
– Şimdi söylüyorum, işler daha iyiye gidebilir.
Only get better
– Sadece daha iyi ol
If we see it through
– Eğer sonuna kadar görürsek
That means me and I mean you too
– Ben ve ben de seni kastediyoruz.

So teach me now that things can only get better
– Şimdi bana öğret ki işler daha iyiye gidebilir.
Only get, they only get, take it on from here
– Sadece olsun, sadece olsun, buradan devam et
You know, I know that things can only get better
– Biliyorsun, işlerin daha iyi olabileceğini biliyorum.

I sometimes lose myself in me
– Bazen içimde kendimi kaybediyorum.
I lose track of time
– Zaman kavramını kaybettim
And I can’t see the woods for the trees
– Ve ormanları göremiyorum ağaçlar için
You set ’em alight
– Onları ateşe verdin.
Burn the bridges as you’ve gone, I’m too weak to fight ya
– Köprüleri gittiğin gibi yak, seninle savaşamayacak kadar zayıfım.
I’ve got my personal hell to deal with
– Başa çıkmam gereken kendi cehennemim var.

And then you say
– Ve sonra diyorsun ki
“Walk my path, wear my shoes
– “Yolumda yürü, ayakkabılarımı giy
Talk like that, I’ll be an angel”
– Böyle konuşursan melek olurum.”

And things can only get better
– Ve her şey daha iyi olabilir
Can only get better now I found you
– Sadece şimdi daha iyi olabilirim seni buldum
(Things can only get, can only get)
– (Şeyler sadece alabilir, sadece alabilir)
Things can only get better
– İşler daha iyiye gidebilir.
Can only get better now I found you and you and you
– Sadece şimdi daha iyi olabilirim Seni ve seni ve seni buldum

You have shown me prejudice and greed
– Bana önyargı ve açgözlülük gösterdin.
And you’ve shown me how
– Ve sen bana nasıl olduğunu gösterdin
I must learn to deal with this disease
– Bu hastalıkla başa çıkmayı öğrenmeliyim.
I look at things now
– Şimdi bazı şeylere bakıyorum.
In a different light than I did before
– Öncekinden farklı bir ışıkta
And I’ve found the cause and I think that you can be my cure
– Sebebini buldum ve sanırım sen benim tedavim olabilirsin.

So teach me to walk your path, wear your shoes
– O yüzden bana kendi yolunda yürümeyi, ayakkabılarını giymeyi öğret.
Talk like that, I’ll be an angel
– Böyle konuş, melek olacağım.

And things can only get better
– Ve her şey daha iyi olabilir
Can only get better now I found you
– Sadece şimdi daha iyi olabilirim seni buldum
(Things can only get, can only get)
– (Şeyler sadece alabilir, sadece alabilir)
Things can only get better
– İşler daha iyiye gidebilir.
Can only get better now I found you
– Sadece şimdi daha iyi olabilirim seni buldum

(Things can only get, can only get)
– (Şeyler sadece alabilir, sadece alabilir)
(Things can only get, can only get)
– (Şeyler sadece alabilir, sadece alabilir)
(Things can only get, things can only get)
– (Şeyler sadece alabilir, şeyler sadece alabilir)
Things can only get
– İşler sadece alabilir
Things can only get better
– İşler daha iyiye gidebilir.
Can only get better now I found you
– Sadece şimdi daha iyi olabilirim seni buldum
(Things can only get, can only get)
– (Şeyler sadece alabilir, sadece alabilir)
And you and you and you baby
– Ve sen ve sen ve sen bebeğim
Things can only get better
– İşler daha iyiye gidebilir.
They can only get better now I found you
– Sadece seni bulduğumda iyileşebilirler.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın