Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet, evet
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet, evet
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet, evet
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet, evet
Stack my money fast and go (fast, fast, go)
– Paramı çabuk istifle ve git (çabuk, çabuk, git)
Fast like a Lambo (skrrt, skrrt, skrrt)
– Lambo gibi hızlı
I be jumpin’ off the stage, ho (jumpin’, jumpin’, hey, hey)
– Sahneden aşağı zıplayacağım, ho (zıplıyorum, zıplıyorum, hey, hey)
Crowd better savor (crowd goin’ ape, hey)
– Kalabalık tadını çıkarsa iyi olur (kalabalık maymuna dönecek, hey)
I can’t believe we made it (this is what we made, made)
– Bunu başardığımıza inanamıyorum (biz bunu yaptık, yaptık)
This is what we’re thankful for (this is what we thank, thank)
– Biz buna müteşekkiriz (bu teşekkür ettiğimiz, teşekkür ettiğimiz şey)
I can’t believe we made it (this a different angle)
– Bunu başardığımıza inanamıyorum (bu farklı bir açı)
Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? Rah!
– Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
Gimme my check, put some respeck on my check
– Benim kontrolümü ver, kontrolüme biraz saygı koy
Or pay me in equity, pay me in equity
– Ya da net değerimi ver, net değerimi ver
Watch me reverse out of debt (skrrt)
– Borcumdan dışarı çıkarken izle beni
He got a bad bitch, bad bitch
– O kötü bir sürtük aldı, kötü sürtük
We livin’ lavish, lavish
– Savurgan olarak yaşıyoruz, savurgan
I got expensive fabrics
– Pahalı kıyafetlerim var
I got expensive habits
– Pahalı alışkanlıklarım var
He wanna go with me (go with me)
– Benimle gitmek istiyor (benimle gitmek)
He like to roll the weed (roll the weed)
– Ot sarmayı seviyor (otu sar)
He wanna be with me (be with me)
– Benimle olmak istiyor (benimle ol)
He wanna give me that vitamin D (D!)
– Bana o vitamin D’yi vermek istiyor
Ice ornaments, icy style tournaments (woo)
– Buz süslemeleri, buz tipi turnuvalar (woo)
You ain’t on to this (no)
– Bunun üzerinde olmayacaksın (hayır)
Don’t think they on to this (no)
– Onların bunun üzerinde olduğunu düşünmüyorum (hayır)
(Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah)
– Evet, evet, evet, evet, evet, evet
Bought him a jet
– Ona bir jet aldım
(Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah)
– Evet, evet, evet, evet, evet, evet
Shut down Colette
– Colette’i sustur
(Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah)
– Evet, evet, evet, evet, evet, evet
Phillippe Patek
– Phillippe Patek
(Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah)
– Evet, evet, evet, evet, evet, evet
Get off my dick (uh, hey)
– Sikimden defol
Gimme the ball, gimme the ball, take the top shift (ball)
– Bana topu ver, topu ver, üst değişimi al (top)
Call my girls and put ’em all on a spaceship (brr)
– Kızlarımı ara ve onların hepsini bir uzay aracına koy
Hang one night with Yoncé, I’ll make you famous (hey)
– Bir gece Yonce ile takıl, seni ünlü yapacağım
Have you ever seen the stage goin’ apeshit? Rah!
– Sen hiç sahnenin çıldırdığını gördün mü?
Stack my money fast and go (fast, fast, go)
– Paramı çabuk istifle ve git (çabuk, çabuk, git)
Fast like my Lambo (skrrt, skrrt, skrrt)
– Lambom gibi hızlı
Jumpin’ off the stage, ho (jumpin’, jumpin’, hey, hey)
– Sahneden aşağı atlıyorum (zıplıyorum, zıplıyorum, hey)
Crowd better savor (crowd goin’ ape, hey)
– Kalabalık tadını çıkarsa iyi olur (kalabalık maymuna dönecek, hey)
I can’t believe we made it (this is what we made, made)
– Bunu başardığımıza inanamıyorum (biz bunu yaptık, yaptık)
This is what we’re thankful for (this is what we thank, thank)
– Biz buna müteşekkiriz (bu teşekkür ettiğimiz, teşekkür ettiğimiz şey)
I can’t believe we made it (this a different angle)
– Bunu başardığımıza inanamıyorum (bu farklı bir açı)
Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? (Offset!)
– Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
I’m a gorilla in the fuckin’ coupe
– Siktiğim spor arabasında bir gorilim
Finna pull up in the zoo
– Hayvanat bahçesinde tırmanacağım
I’m like Chief Keef meet Rafiki—who been lyin’ “King” to you?
– Rafiki ile tanışan Şef Keef gibiyin- sana “kral” diyerek yalan söyleyen kimdi?
Pocket, watch it, like kangaroos
– Cep, izle, aynı kangurular gibi
Tell these clowns we ain’t amused
– O palyaçara söyleyin etkilenmedik
‘Nana clips for that monkey business, 4-5 got change for you
– Nine bu maymun işi için kelepçeler, 4-5 senin için değişti (?)
Motorcade when we came through
– Geldiğimizdeki konvoy
Presidential with the planes too
– Uçaklar ile başkanlıkta
One better get you with the residential
– Biri seni oturmaya elverişli bir tanesi ile alsa iyi olur
Undefeated with the cane too
– Sopa ile de yenilmez
I said no to the Super Bowl: you need me, I don’t need you
– Super Bowl’a hayır dedim: sizin bana ihtiyacınız var, benim size ihtiyacım yok
Every night we in the endzone, tell the NFL we in stadiums too
– Her gece son dilimindeyiz, NFL’e söyle biz de stadyumlardayız
Last night was a fuckin’ zoo
– Geçen gece tam bir hayvanat bahçesiydi
Stagedivin’ in a pool of people
– Havuz dolu insanın içinde stage-diving
Ran through Liverpool like a fuckin’ Beatle
– Liverpool’da baştan başa koştuk tıpkı siktiğim bir Beatle gibi
Smoke gorilla glue like it’s fuckin’ legal
– Goril yapıştırıcısı iç sanki siktiğim şeyi yasalmış gibi
Tell the Grammy’s fuck that 0 for 8 shit
– Grammy’e söyle 8 için o 0’ı sikeyim (?)
Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? (Rah)
– Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
Stack my money fast and go (fast, fast, go)
– Paramı çabuk istifle ve git (çabuk, çabuk, git)
Fast like my Lambo (skrrt, skrrt, skrrt)
– Lambom gibi hızlı
Jumpin’ off the stage, ho (jumpin’, jumpin’, hey, hey)
– Sahneden aşağı atlıyorum (zıplıyorum, zıplıyorum, hey)
Crowd better savor (crowd goin’ ape, hey)
– Kalabalık tadını çıkarsa iyi olur (kalabalık maymuna dönecek, hey)
I can’t believe we made it (this is what we made, made)
– Bunu başardığımıza inanamıyorum (biz bunu yaptık, yaptık)
This is what we’re thankful for (this is what we thank, thank)
– Biz buna müteşekkiriz (bu teşekkür ettiğimiz, teşekkür ettiğimiz şey)
I can’t believe we made it (this a different angle)
– Bunu başardığımıza inanamıyorum (bu farklı bir açı)
Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? Rah!
– Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
Haters in danger (dangerous)
– Nefret edenler tehlikede (tehlikeli)
Whole lot of gangin’ (gang)
– Hepsi bir çok iş birliği (çete)
35 chains (chains, chains)
– 35 zincir (zincir, zincir)
I don’t give a damn ’bout the fame (nope)
– Ünlü olmak umrumda değil (hayır)
G8 planes (tshh, tshh)
– G8 uçakları
Alexander Wang (woo!)
– Alexander Wang
She a thot that you claim (woo!)
– O senin istediğin bir sürtük
Can’t be toppin’ my reign (c’mon, c’mon, c’mon)
– Benim saltanatımın başına geçemezsin (hadi, hadi, hadi)
Poppin’, I’m poppin’, my bitches all poppin
– Patlıyorum, patlıyorum, sürtüklerimin hepsi patlıyor
We go to the dealer and cop it all (cop it all)
– Satıcıya gidiyoruz ve hepsini aşırıyoruz (hepsini aşır)
Sippin’ my favorite alcohol (alcohol)
– En sevdiğim alkolü yudumluyorum (alkol)
Got me so lit, I need Tylenol (Tylenol)
– Beni çok sarhoş etti, Tylenol’e ihtiyacım var
All of my people, I free ’em all (free ’em all)
– Tüm insanlarım, hepsini özgür bırakıyorum
Hop in the whip, wanna see the stars
– Kamçıya binin, yıldızları görmek istiyorum
Sendin’ the missiles off, drinkin’ my inhibitions off
– Mermileri gönderiyorum, kısıtlamalarımı gönderiyorum
250 for the Richard Mille, yeah yeah, live in a field
– Richard Mille için 250, evet evet, bir sahada yaşıyor
My body make Jigga go kneel
– Vücudum Jiggayı diz çöktürür
Man, my momma, my lawyer, my shield
– Adamım, annem, avukatım, kalkanım
Look at my jewelry, I’m lethal (lethal)
– Mücevherime bak, ben öldürücüyüm
These diamonds on me, they see-through (see-through)
– Üzerimdeki bu pırlantalar, onlar ötesini görür
I’m a Martian, they wishin’ they equal (equal)
– Ben bir Marslıyım, onlar eşit olmayı diler
I got M’s on the back like Evisu
– Arkada Evisu gibi param var
Gimme the paw, gimme the ball, take a top shift (she went crazy)
– Bana pati ver, topu ver, üst değişimi al (çılgına döndü)
Call my girls and put ’em all on a spaceship
– Kızlarımı ara ve onların hepsini bir uzay aracına koy
Hang one night with Yoncé, I’ll make you famous
– Bir gece Yonce ile takıl, seni ünlü yapacağım
Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? Rah!
– Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
Stack my money fast and go (fast, fast, go)
– Paramı çabuk istifle ve git (çabuk, çabuk, git)
Fast like a Lambo (skrrt, skrrt, skrrt)
– Lambo gibi hızlı
I be jumpin’ off the stage, ho (jumpin’, jumpin’, hey, hey)
– Sahneden aşağı zıplayacağım, ho (zıplıyorum, zıplıyorum, hey, hey)
Crowd better savor (crowd goin’ ape, hey)
– Kalabalık tadını çıkarsa iyi olur (kalabalık maymuna dönecek, hey)
I can’t believe we made it (this is what we made, made)
– Bunu başardığımıza inanamıyorum (biz bunu yaptık, yaptık)
This is what we’re thankful for (this is what we thank, thank)
– Biz buna müteşekkiriz (bu teşekkür ettiğimiz, teşekkür ettiğimiz şey)
I can’t believe we made it (this a different angle)
– Bunu başardığımıza inanamıyorum (bu farklı bir açı)
Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? Rah!
– Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet, evet
Fast and go
– Hızlı ve git
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet, evet, evet, evet
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet, evet
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet, evet, evet, evet
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.