Etiket: AC/DC

  • AC/DC – Thunderstruck English Lyrics

    AC/DC – Thunderstruck English Lyrics

    Video Clip Lyrics Thunder Thunder Thunder Thunder Thunder Thunder Thunder Thunder Thunder Thunder I was caught in the middle of a railroad track (thunder) I look ’round, and I knew there was no turning back (thunder) My mind raced and I thought, what can I do? (Thunder) And I knew there was no help, no…

  • AC/DC – Shot in the Dark İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    AC/DC – Shot in the Dark İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    I need a pick me up– Beni almaya ihtiyacım var.A Rollin’ Thunder truck– Yuvarlanan bir Gök gürültüsü kamyonuI need a shot of you– Senin bir atışına ihtiyacım var.A tattooed lady wild– Dövmeli bir bayan vahşiLike a mountain ride– Bir dağ yolculuğu gibiI got a hunger, that’s the loving truth– Bir açlığım var, bu sevgi dolu…

  • AC/DC – Live Wire İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    AC/DC – Live Wire İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Well if you’re lookin’ for trouble– Eğer bela arıyorsanI’m the man to see– Görülecek adam benim.If you’re lookin’ for satisfaction– Eğer tatmin arıyorsanI’m satisfaction guaranteed– Memnuniyet garantiliyimI’m as cool as a body on ice– Buzdaki bir vücut kadar havalıyımHotter than the rollin’ dice– Yuvarlanan zardan daha sıcakSend you to heaven– Seni cennete gönderiyorumTake you to…

  • AC/DC – Hail Caesar İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    AC/DC – Hail Caesar İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    He be the count of Monte Cristo– O Monte Kristo kontu olacakCould be a quake any day– Her an deprem olabilir.Maybe somebody from Siam– Belki Siam’dan biriBegin the era of a new rage– Yeni bir öfke çağına başlayın Keeps lickin’ all the honey– Bütün balı yalamaya devam ediyorChewin’ up the fat he rakes– Tırmıkladığı yağları…

  • AC/DC – If You Want Blood (You’ve Got It) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    AC/DC – If You Want Blood (You’ve Got It) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    It’s criminal– Bu bir suçThere ought to be a law– Bir yasa olmalı Criminal– SuçluThere ought to be a whole lot more– Bir sürü olmalı dahaYou get nothing for nothing– Hiçbir şey için hiçbir şey alamazsınTell me who can you trust– Bana kime güvenebileceğini söyle.We got what you want– Ne istersen var And you got…

  • AC/DC – Shoot To Thrill İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    AC/DC – Shoot To Thrill İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    All you women who want a man of the street– Sokak erkeği isteyen tüm kadınlarBut don’t know which way you wanna turn– Ama hangi yöne dönmek istediğini bilmiyorum.Just keep a-comin’, and put your hand out to me– Gelmeye devam et ve elini bana uzat.‘Cause I’m the one who’s gonna make you burn– Çünkü seni yakacak…

  • AC/DC – Moneytalks İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    AC/DC – Moneytalks İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Tailored suits, chauffeured cars– Kişiye özel takımlar, şoförlü arabalarFine hotels and big cigars– Güzel oteller ve büyük purolarUp for grabs, all for a price– Kapmak için, hepsi bir fiyat içinWhere the red hot girls keep on dancin’ through the night– Kırmızı seksi kızların gece boyunca dans etmeye devam ettiği yer The claim is on you–…

  • AC/DC – Whole Lotta Rosie İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    AC/DC – Whole Lotta Rosie İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Wanna tell you a story– İster bir hikaye anlatacağım ‘Bout a woman I know– Tanıdığım bir kadın hakkındaWhen it comes to lovin’– Aşk söz konusu olduğundaOh, she steals the show– Şovu çalıyor.She ain’t exactly pretty– O tam olarak güzel değil.She ain’t exactly small– Pek küçük değil 42-39-56– 42-39-56You could say she’s got it all!– Her…

  • AC/DC – Ride On İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    AC/DC – Ride On İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    It’s another lonely evening– Yine yalnız bir akşamIn another lonely town– Başka bir yalnız kasabadaBut I ain’t too young to worry– Ama endişelenecek kadar genç değilim.And I ain’t too old to cry– Ve ağlayacak kadar yaşlı değilimWhen a woman gets me down– Bir kadın beni rahatsız ediyor. zaman Got another empty bottle– Boş bir şişe…