자 이제는 기나긴 모험을 시작할 시간
– Şimdi uzun bir maceraya başlama zamanı
준비했던 짐을 메고 현관문을 열 시간
– Hazır bagajınızı toplayıp ön kapıyı açma zamanı
정이 들었던 집을 등지고서
– Duyduğum eve sırtımı döndüm.
익숙한 이 동네를 벗어나서
– Bu tanıdık mahallenin dışındayım.
내 발 앞에 그려진 출발선
– Ayaklarıma çizilen başlangıç çizgisi
이젠 딛고 나아갈 그때가 된 거야
– Şimdi adım atmanın ve devam etmenin zamanı geldi.
앞으로 총 몇 번의 몇 번의 희망과
– Gelecekte, birkaç umut ve birkaç toplam umut
그리고 또 몇 번의 몇 번의 절망과
– Ve birkaç umutsuzluk daha, birkaç umutsuzluk daha ve birkaç umutsuzluk daha.
차가운 웃음 혹은 기쁨의 눈물을
– Soğuk kahkaha veya sevinç gözyaşları
맛보게 될지는 모르겠지만
– Tadına bakar mısın bilmiyorum.
아무쪼록 행운을 빌어 줘
– Sana iyi şanslar.
내 앞길에 행복을 빌어 줘
– Yolumda mutluluklar dilerim.
계절이 흘러 되돌아오면
– Mevsimler geri geldiğinde
더 나은 내가 되어 있을 테니
– Ben olsam iyi olur.
기대해 줘
– Bunu dört gözle bekliyorum.
나갈까 말까 수도 없이 망설였지만
– Dışarı çıkıp çıkmayacağımdan bile çekinmedim.
1도 도움 안 되는 고민 따윈 이젠 그만
– Bir dereceye kadar yardım etmemek için endişelenmek yeterli.
사랑하는 내 모든 사람들의
– Sevgili tüm halkım
기대와 응원을 등에 업고서
– Sırtında bekle ve neşelen
내 발 앞에 그려진 출발선
– Ayaklarıma çizilen başlangıç çizgisi
이젠 딛고 나아갈 그때가 온 거야
– Şimdi adım atmanın ve devam etmenin zamanı geldi.
앞으로 총 몇 번의 몇 번의 희망과
– Gelecekte, birkaç umut ve birkaç toplam umut
그리고 또 몇 번의 몇 번의 절망과
– Ve birkaç umutsuzluk daha, birkaç umutsuzluk daha ve birkaç umutsuzluk daha.
차가운 웃음 혹은 기쁨의 눈물을
– Soğuk kahkaha veya sevinç gözyaşları
맛보게 될지는 모르겠지만
– Tadına bakar mısın bilmiyorum.
아무쪼록 행운을 빌어 줘
– Sana iyi şanslar.
내 앞길에 행복을 빌어 줘
– Yolumda mutluluklar dilerim.
계절이 흘러 되돌아오면
– Mevsimler geri geldiğinde
더 나은 내가 되어 있을 테니
– Ben olsam iyi olur.
기대해
– Dört gözle bakıyorum.
회색 겨울 분홍빛 봄
– Gri Kış Pembemsi Bahar
파란 여름 노란 가을
– Mavi Yaz Sarı Sonbahar
사계절이 돌고 돌면
– Dört mevsim dönünce
웃으며 네 앞에 서 있을게
– Önünde gülümseyerek duracağım.
앞으로 총 몇 번의 몇 번의 희망과
– Gelecekte, birkaç umut ve birkaç toplam umut
그리고 또 몇 번의 몇 번의 절망과
– Ve birkaç umutsuzluk daha, birkaç umutsuzluk daha ve birkaç umutsuzluk daha.
차가운 웃음 혹은 기쁨의 눈물을
– Soğuk kahkaha veya sevinç gözyaşları
맛보게 될지는 모르겠지만
– Tadına bakar mısın bilmiyorum.
아무쪼록 행운을 빌어 줘
– Sana iyi şanslar.
내 앞길에 행복을 빌어 줘
– Yolumda mutluluklar dilerim.
계절이 흘러 되돌아오면
– Mevsimler geri geldiğinde
더 나은 내가 되어 있을 테니
– Ben olsam iyi olur.
기대해 줘
– Bunu dört gözle bekliyorum.
다녀오겠습니다
– Burada olacağım.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.