자꾸만 연락을 피하고 바쁘다며
– Temastan kaçınmakla meşgul olduğunu söyledi.
약속을 미루고
– Randevunu erteliyorsun.
점점 변해가는 네 모습 무심한 말투
– Giderek değişen görünümünüz, dikkatsiz tonunuz
조금씩 넌 반대로 가고 있어
– Azar azar, tam tersini yapıyorsun.
다급했던 이별의 순간들
– Ani bir ayrılık anları
아직도 난 거짓말 같아서
– Hala yalan söylüyormuşum gibi hissediyorum.
아름답게 웃던 네 모습
– Güzel gülüşün
볼 수 없다고 생각하면
– Eğer göremediğini düşünüyorsan
미칠 듯 아픈데 자꾸만 생각이나
– Deli gibi acıyor, ama bunu düşünüyorum.
너무나도 사랑했었고
– Onu çok seviyordum.
그런 내겐 전부였는데
– Hepsi benim içindi.
이젠 너와 난 반대로 살고 있나 봐
– Şimdi sen ve ben karşı tarafta yaşıyoruz.
사랑해 너밖에 없단 말 그 말
– Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum.
너무나도 그리워서
– Seni çok özlüyorum.
너를 보낼 수가 없나 봐
– Seni gönderemem.
너를
– Sen
저 멀리 보이는 네 모습 웃고 있는
– Uzaktan gülümsediğini görüyorum.
넌 잘 지냈나 봐
– İyi olmalısın.
찾아가지 말걸 그랬어 믿고 싶었는데
– Sana beni bulmamanı söylemiştim. Buna inanmak istedim.
영화 같은 일 내겐 없나 봐
– Benim için film gibisi olduğunu sanmıyorum.
나를 다 잊은 거니
– Beni tamamen unuttun.
너무나도 사랑했었고
– Onu çok seviyordum.
그런 내겐 전부였는데
– Hepsi benim içindi.
이젠 너와 난 반대로 살고 있나 봐
– Şimdi sen ve ben karşı tarafta yaşıyoruz.
사랑해 너밖에 없단 말 그 말
– Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum.
너무나도 그리워서
– Seni çok özlüyorum.
너를 보낼 수가 없나 봐
– Seni gönderemem.
행복해 보여 나 없이도 잘 지내는데
– Mutlu görünüyorsun. Bensiz iyi gidiyorsun.
어떻게 난 널 잊고 살 수 있을까
– Seni nasıl unutabilirim ve yaşayabilirim
웃으며 내 품에 안긴 너
– Gülümsüyorsun ve beni kollarında tutuyorsun.
너의 모습이 죽을 만큼 그리워서
– Seni ölecek kadar özledim.
보낼 수가 없잖아
– Bunu gönderebilirim.
너를
– Sen

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.