24kGoldn & Travis Barker – In My Head İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I’ve been sending drunk texts
– Sarhoş mesajlar yolluyordum.
So I can’t even remember all the things that I said to you
– Bu yüzden sana söylediğim her şeyi hatırlayamıyorum bile.
Probably ’cause I’m upset (upset)
– Muhtemelen üzgün olduğum içindir.
And this pain that I’m feelin’ great enough to be shared by two
– Ve iki kişi tarafından paylaşılacak kadar büyük hissettiğim bu acı

You used to be obsessed (obsessed)
– Eskiden takıntılıydın (takıntılıydın)
Now you won’t even glance in my direction when I walk in the room
– Şimdi odaya girdiğimde yönüme bile bakmayacaksın.
Used to get you undressed (undressed)
– Eskiden soyunurdun (soyunurdun)
So it’s hard to admit it, but I still got a lot to prove
– İtiraf etmek zor ama hala kanıtlamam gereken çok şey var.

Because you’re in my head, in my head, in my head again
– Çünkü sen yine kafamın içindesin, kafamın içindesin, kafamın içindesin
Wherе I keep it, case I need you, I can’t let it end
– Sakladığım yerde, sana ihtiyacım olursa, bitmesine izin veremem.
In my hеad, in my head, in my head again
– Kafamda, kafamda, yine kafamda
Ain’t a secret, you my weakness, shouldn’t have let you in
– Bu bir sır değil, sen benim zayıflığımsın, seni içeri almamalıydın.

In my head, in my head, in my head again
– Kafamda, kafamda, yine kafamda
Where I keep it, case I need you, I can’t let it end
– Sakladığım yerde, sana ihtiyacım olursa, bitmesine izin veremem.
In my head, in my head, in my head again
– Kafamda, kafamda, yine kafamda
Ain’t a secret, you my weakness, shouldn’t have let you in
– Bu bir sır değil, sen benim zayıflığımsın, seni içeri almamalıydın.

You remind me of my first car (skrrt)
– Bana ilk arabamı hatırlatıyorsun (skrrt)
A little rough around the edges and came straight from Texas, yeah (yeah)
– Kenarlarda biraz pürüzlü ve doğrudan Teksas’tan geldi, evet (evet)
You used to be my Lone Star
– Eskiden Yalnız yıldızımdın.
You took away the stressin’ and all the second guessing but
– Gerginliği ve ikinci tahminin hepsini aldın ama

Now you just a lost cause (ooh)
– Şimdi sadece kayıp bir davasın (ooh)
Trying to find (find), some meaning inside (‘side)
– Bulmaya çalışmak (bulmak), içinde bir anlam (‘taraf)
I can’t believe I lost us (ooh)
– Bizi kaybettiğime inanamıyorum.
And it doesn’t feel right at all
– Ve hiç de doğru gelmiyor

That’s why I’m standin’ outside for you (for you)
– Bu yüzden dışarıda senin için duruyorum (senin için)
Spendin’ every dime on you (you)
– Her kuruşunu sana harcıyorum (sen)
Wish I never lied to you (to you)
– Keşke sana hiç yalan söylemeseydim.
I need another try with you
– Seninle bir denemeye daha ihtiyacım var.

Because you’re in my head, in my head, in my head again
– Çünkü sen yine kafamın içindesin, kafamın içindesin, kafamın içindesin
Where I keep it, case I need you, I can’t let it end
– Sakladığım yerde, sana ihtiyacım olursa, bitmesine izin veremem.
In my head, in my head, in my head again
– Kafamda, kafamda, yine kafamda
Ain’t a secret, you my weakness, shouldn’t have let you in
– Bu bir sır değil, sen benim zayıflığımsın, seni içeri almamalıydın.

In my head, in my head, in my head again
– Kafamda, kafamda, yine kafamda
Where I keep it, case I need you, I can’t let it end
– Sakladığım yerde, sana ihtiyacım olursa, bitmesine izin veremem.
In my head, in my head, in my head again
– Kafamda, kafamda, yine kafamda
Ain’t a secret, you my weakness, shouldn’t have let you in
– Bu bir sır değil, sen benim zayıflığımsın, seni içeri almamalıydın.

(In my head) in my head
– (Kafamın içinde) kafamın içinde
(In my head) in my head
– (Kafamın içinde) kafamın içinde
(In my head) in my head
– (Kafamın içinde) kafamın içinde
(In my head) in my head
– (Kafamın içinde) kafamın içinde

Ooh-woo-ooh
– Ooh-woo-ooh
Ooh-woo-ooh-ooh
– Ooh-woo-ooh-ooh




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın