Albina – Tick-Tock (Dora Version) İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Tried to fix the broken pieces, now I’m leaving
– Kırık parçaları tamir etmeye çalıştım, şimdi gidiyorum
But you made it loud and clear I’m not enough
– Ama açık ve net yeterli değilim yapmışsın
Tried to fool me more than once to keep me dreaming
– Beni hayal etmeye devam etmek için bir kereden fazla kandırmaya çalıştı
‘Cause you knew the truth would tear us apart
– Çünkü gerçeğin bizi parçalayacağını biliyordun.
If you pull me down then I’ll come around
– Eğer beni aşağı çekersen, o zaman gelirim
And rise up to come show you who I am
– Ve sana kim olduğumu göstermek için ayağa kalk
I feel fire inside, my heart’s desire
– İçimde ateş hissediyorum, kalbimin arzusu
I’m breaking free from you
– Ücretsiz senden çiğniyorum

Tick-tock, watch the days go
– Tik tak, günlerin nasıl geçtiğini izle
I’m losing track of time
– Zamanın izini kaybediyorum
Lost in your playzone
– Senin playzone kaybetti
Don’t overcomplicate
– Aşırıya kaçmayın
Now we’re in warzone
– Şimdi warzone’dayız.
You’re screaming, “Oh no, oh no, oh no”
– Bağırıyorsun, ” Oh hayır, oh hayır, oh hayır”
Tick-tock, I’ll take you dancing
– Tik tak, seni dansa götüreceğim.
In time wе might break
– Zamanla kırılabiliriz
You think you’re fancy
– Süslü olduğunu mu düşünüyorsun
I play those gamеs my way and you’ll be beggin’
– Bu oyunları kendi yolumla oynuyorum ve sen yalvaracaksın
“Please baby, don’t go, don’t go, don’t go”
– “Lütfen bebeğim, gitme, gitme, gitme”

I hear those voices from far away
– Bu sesleri çok uzaklardan duyuyorum
They help me to escape (escape)
– Kaçmama yardım ediyorlar (kaçış)
I found myself and I’m finally free from
– Kendimi buldum ve sonunda özgürüm
Your bad love in every strength
– Her güçte kötü aşkın

Tick-tock, watch the days go
– Tik tak, günlerin nasıl geçtiğini izle
I’m losing track of time
– Zamanın izini kaybediyorum
Lost in your playzone
– Senin playzone kaybetti
Don’t overcomplicate
– Aşırıya kaçmayın
Now we’re in warzone
– Şimdi warzone’dayız.
You’re screaming, “Oh no, oh no, oh no”
– Bağırıyorsun, ” Oh hayır, oh hayır, oh hayır”

Dancin’, dancin’
– Dans, dans
Think you, think you fancy
– Bence sen hoşlanıyorsun sanırım
Tick-tock
– Tik tak
Don’t go, don’t go, don’t go
– Gitme, gitme, gitme

I hear those voices from far away
– Bu sesleri çok uzaklardan duyuyorum
They help me to escape (escape)
– Kaçmama yardım ediyorlar (kaçış)
I found myself and I’m finally free from
– Kendimi buldum ve sonunda özgürüm
Your bad love in every strength
– Her güçte kötü aşkın

Tick-tock, vrijeme curi, gdje si više?
– Tik tak, vrijeme curı, gdje sı vıše?
Usne grizem, sama jedva dišem
– Usne grızem, sama jedva dıšem
Tick-tock, vrijeme juri, ne mogu više
– Tik tak, vrijeme juri, ne mogu više
Oh no, oh no!
– Oh hayır, oh hayır!
Tick-tock, I’ll take you dancing
– Tik tak, seni dansa götüreceğim.
In time we might break
– Zamanla kırılabiliriz
You think you’re fancy
– Süslü olduğunu mu düşünüyorsun
I play those games my way and you’ll be beggin’
– Bu oyunları kendi yolumla oynuyorum ve sen yalvaracaksın
“Please baby, don’t go, don’t go, don’t go”
– “Lütfen bebeğim, gitme, gitme, gitme”

Dancin’, dancin’
– Dans, dans
Think you, think you fancy
– Bence sen hoşlanıyorsun sanırım
Tick-tock
– Tik tak
Don’t go, don’t go, don’t go
– Gitme, gitme, gitme




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın