Aminé – Charmander İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

(I-I-I-I’ve been) keepin’ to myself, and stayin’ out the way
– (Ben-Ben-ben-ben) kendime saklıyorum ve yolumdan çekiliyorum
(I’ve been) always on my lonely ’cause I can’t change
– Her zaman yalnızlığımdaydım çünkü değişemem.
(I-I’ve been) seein’ how they talkin’, and I’m outraged
– Nasıl konuştuklarını görüyorum ve öfkeliyim.
(I-I’ve been) takin’ care of me, don’t need a damn thing
– (Ben-Ben) benimle ilgileniyordum, hiçbir şeye ihtiyacım yok

(I’ve been livin’ on an island too)
– (Ben de bir adada yaşıyorum)
(I-I’ve been livin’ on an island too)
– (Ben de bir adada yaşıyorum)
(I-I’ve been livin’ on an island too)
– (Ben de bir adada yaşıyorum)
(I-I’ve been livin’ on an island too) yeah
– (Ben de bir adada yaşıyorum) evet
(Tell me, can we-?)
– (Söyle bana, biz-?)

Shawty suck my dick, then I got lost in the abyss
– Shawty sikimi emdi, sonra uçurumda kayboldum
I’m a quiet motherfucker, but I like to talk my shit
– Ben sessiz bir orospu çocuğuyum ama kendi bokumu konuşmayı severim.
I’m off a shroom, I’m off a bean, I’m off a whole lotta shit
– Tuvaletten çıktım, fasulyeden çıktım, bir sürü boktan çıktım.
You could bet I’m in my head, but you could bet I’m in your bitch (livin’)
– Kafamın içinde olduğuma bahse girebilirsin, ama senin orospunun içinde olduğuma bahse girebilirsin.

Look, these niggas be my sons
– Bakın, bu zenciler benim oğullarım
Without me, they’d be done
– Ben olmasam biterlerdi.
Where the fuck would you get all your mood board pictures from?
– Tüm ruh hali fotoğraflarını hangi cehennemden alırsın?
That’s why I been livin’ on this island with my blunt
– Bu yüzden bu adada küstahlığımla yaşıyorum.
Ignorin’ all these niggas ’cause my energy is priceless
– Enerjim paha biçilemez diye bütün bu zencileri cahilleştiriyorum.

(I’ve been livin’ on an island too)
– (Ben de bir adada yaşıyorum)
(I-I’ve been livin’ on an island too)
– (Ben de bir adada yaşıyorum)
(I-I’ve been livin’ on an island too)
– (Ben de bir adada yaşıyorum)
(I-I’ve been livin’ on an island)
– (Bir adada yaşıyorum)
(Tell me, can we-?)
– (Söyle bana, biz-?)

(I’ve been) keepin’ to myself, and stayin’ out the way
– Kendime saklıyordum ve yolumdan çekiliyordum.
(I’ve been) always on my lonely ’cause I can’t change
– Her zaman yalnızlığımdaydım çünkü değişemem.
(I-I’ve been) seein’ how they talkin’, and I’m outraged
– Nasıl konuştuklarını görüyorum ve öfkeliyim.
(I-I’ve been) takin’ care of me, don’t need a damn thing (baby, can we-?)
– (Ben-Ben) benimle ilgileniyordum, hiçbir şeye ihtiyacım yok (bebeğim, yapabilir miyiz-?)

Look, my energy is priceless, told my jeweller, “Ice this”
– Bak, enerjim paha biçilemez, kuyumcuma “Bunu buzla” dedi.
I’m way too decisive, don’t catch that egoitis
– Çok kararlıyım, o egoiti yakalama.
When I’m up in London, everybody say, “Your highness”
– Londra’dayken herkes “Ekselansları” der.
Not because I’m royal, but because I be the highest
– Kraliyet olduğum için değil, en yüksek olduğum için

Sippin’ champagne, bitch, I do my damn thing
– Şampanyamı yudumluyorum kaltak, ben kendi işimi yapıyorum.
Born for this like Matt Dam’, red whip look like Chastain
– Matt Dam gibi bunun için doğmuş, kırmızı kırbaç Chastain’e benziyor.
(People be so phony, that’s why I be on my lonely)
– Yalnız başıma ben neden insanlar bu kadar yapmacık olmak, o)
(Pe-pe-people be so phony, that’s why I be on my lonely)
– (Pe-pe-insanlar çok sahte, bu yüzden yalnızım)

(I-I-I-I’ve been livin’ on an island too)
– (Ben-Ben-ben-ben de bir adada yaşıyorum)
(I-I’ve been livin’ on an island too)
– (Ben de bir adada yaşıyorum)
(I-I’ve been livin’ on an island too)
– (Ben de bir adada yaşıyorum)
(I-I’ve been livin’ on an island, baby, can we-?)
– (Ben-Ben bir adada yaşıyorum bebeğim, yapabilir miyiz-?)

People be so phony, that’s why I be on my lonely
– İnsanlar çok sahtekardır, bu yüzden yalnızlığımın üstündeyim.
Pe-people be so phony, that’s why I be on my lonely-lonely
– Pe-insanlar çok sahte ol, bu yüzden yalnızım-yalnızım
People be so phony, that’s why I be on my lonely
– İnsanlar çok sahtekardır, bu yüzden yalnızlığımın üstündeyim.
Lonely, lonely
– Yalnız, yapayalnız

(Sip-sippin’ champagne, bitch, I do my damn thing)
– (Şampanyamı yudumluyorum kaltak, ben kendi işimi yapıyorum)
(Born for this like Matt Dam’, red whip look like Chastain)
– (Matt Dam gibi bunun için doğmuş, kırmızı kırbaç Chastain’e benziyor)
(Sip-sip-sippin’ champagne, bitch, I do my damn thing)
– (Yudum yudum şampanyamı yudumluyorum kaltak, ben kendi işimi yapıyorum)
(Born for this like Matt Dam’, red whip look like Chastain)
– (Matt Dam gibi bunun için doğmuş, kırmızı kırbaç Chastain’e benziyor)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın