Annie Lennox – Walking On Broken Glass İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü
Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü

You were the sweetest thing that I ever knew
– Sen tanıdığım en tatlı şeydin.
But I don’t care for sugar honey if I can’t have you
– Ama sana sahip olamazsam şekerli tatlım umurumda değil.
Since you’ve abandoned me
– Beni terk ettiğinden beri
My whole life has crashed
– Tüm hayatım çöktü.
Won’t you pick the pieces up
– Parçaları toplamaz mısın?
‘Cause it feels just like I’m walking on broken glass
– Çünkü sanki kırık camın üzerinde yürüyormuşum gibi hissediyorum.

Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü

Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü

The sun’s still shining in the big blue sky
– Güneş hala büyük mavi gökyüzünde parlıyor
But it don’t mean nothing to me
– Ama benim için hiçbir şey ifade etmiyor
O-o-oh let the rain come down
– O-o-oh yağmurun yağmasına izin ver
Let the wind blow through me
– Rüzgar içimden essin
I’m living in an empty room
– Boş bir odada yaşıyorum.
With all the windows smashed
– Tüm camlar kırılmış
And I’ve got so little left to lose
– Kaybedecek çok az şeyim kaldı
That it feels just like I’m walking on broken glass
– Sanki kırık camın üzerinde yürüyormuşum gibi hissediyorum.

Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü

And if you’re trying to cut me down
– Ve eğer beni kesmeye çalışıyorsan
You know that I might bleed
– Kanayabileceğimi biliyorsun.
‘Cause if you’re trying to cut me down
– Çünkü eğer beni kesmeye çalışıyorsan
I know that you’ll succeed
– Başarılı olacağımı biliyorum
And if you want to hurt me
– Ve eğer beni incitmek istiyorsan
There’s nothing left to fear
– Korkacak bir şey kalmadı
‘Cause if you want to hurt me
– Çünkü beni incitmek istiyorsan
You do it really well my dear
– Çok iyi yapıyorsun canım.

Now everyone of us was made to suffer
– Şimdi hepimiz acı çekmek zorunda kaldık.
Everyone of us is made to weep
– Hepimiz ağlamak için yaratılmışız.
We’ve been hurting one another
– Birbirimize zarar veriyorduk.
Now the pain has cut too deep
– Şimdi acı çok derin kesildi
So take me from the wreckage
– Öyleyse beni enkazdan kurtar
Save me from the blast
– Beni patlamadan kurtar
Lift me up and take me back
– Kaldır beni ve geri götür
Don’t let me keep on walking (don’t let me keep on walking)
– Yürümeye devam etmeme izin verme (yürümeye devam etmeme izin verme)
I kept on walking on
– Yürümeye devam ettim
Keep on walking on broken glass
– Kırık cam üzerinde yürümeye devam et

Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü

Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü

Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü

Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü
Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü

Walking on, walking on broken glass
– Yürü, kırık cam üzerinde yürü




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın