For når solen den går ned
– Çünkü güneş battığında
Og din’ øjne si’r goddag
– Ve gözlerin merhaba diyor
Er der kun én ting, jeg ved
– Tek bir şey biliyorum
Du’ den dejligste boy her i byen
– Sen şehirdeki en güzel çocuksun.
Jeg sagde: “Bente”
– Dedim ki, ” Bente”
For jeg har glemt, hva’ du hed
– Çünkü ismini unuttum
Nogle folk de’ spændende
– Bazı insanlar ‘ heyecan verici
Nogle folk de har glemt kærligheden
– Bazı insanlar aşkı unuttular
Men du ved, ja, det går jo nok, det går jo nok
– Ama biliyorsun, Evet, her şey yoluna girecek, her şey yoluna girecek
Jeg ka’ husk’ dine øjn’
– Gözlerini hatırlıyorum
Du ved, ja, det går jo nok, det går jo nok
– Biliyorsun, Evet, her şey yoluna girecek, her şey yoluna girecek
Du’ den dejligste boy
– Sen en güzel çocuksun
Hva’ laver du mon her, onanerende dreng?
– Burada ne arıyorsun, mastürbasyon yapan çocuk?
Ekstraordinært retarderede dreng
– Olağanüstü gerizekalı kız
Jeg’ glad, og det’ lige meget hvad
– Ben ‘mutlu, ve’ ne olursa olsun
Bare kommet for at ha’ det lidt sygt, så’ du advaret
– Sadece biraz hasta olmak için gel, bu yüzden uyardın
De har lavet bouillabaisse i den buks, små børn
– O pantolonun içinde bouillabaisse yaptılar, küçük çocuklar
Uh, det’ fælt med den lugt, luk døren
– Bu koku çok kötü, kapıyı kapat.
Dejlig film, vi’ på vej til Cannes
– Güzel film Cannes’a gidiyoruz
Men om jeg gider høre input? Nej, for fanden
– Ama girişi duymak ister miyim? Hayır
Rolig, du’ utrolig bitter
– Sakin ol, inanılmaz derecede acısın.
Tøjet – bop, bop, men der’ go’ ting ved dig
– Kıyafetler-bop, bop, ama senin hakkında bir şeyler var
Dav, dit fæ, med den tarvelig’ sjæl
– Merhaba, seni aptal, değersiz ruhla
Du ka’ jag’ dit fjæs, der hvor solen ikk’ skinner
– Güneşin parlamadığı yerde yüzünü kovalayabilirsin.
Sig, du’ dum, så’ du tilgivet
– De ki, sen ‘aptal, yani’ affedildin
Livet er for kort til det blespil
– Hayat bu bebek bezi oyunu için çok kısa
Gider ikk’ at høre om, hva’ du måske vil
– Ne isteyebileceğini duymak istemiyorum
Smil imens – du’ helt stille, for du ved
– Gülümse-tamamen sessizsin, çünkü biliyorsun
For når solen den går ned
– Çünkü güneş battığında
Og din’ øjne si’r goddag
– Ve gözlerin merhaba diyor
Er der kun én ting, jeg ved
– Tek bir şey biliyorum
Du’ den dejligste boy her i byen
– Sen şehirdeki en güzel çocuksun.
Jeg sagde: “Bente”
– Dedim ki, ” Bente”
For jeg har glemt, hva’ du hed
– Çünkü ismini unuttum
Nogle folk de’ spændende
– Bazı insanlar ‘ heyecan verici
Nogle folk de har glemt kærligheden
– Bazı insanlar aşkı unuttular
Men du ved, ja, det går jo nok, det går jo nok
– Ama biliyorsun, Evet, her şey yoluna girecek, her şey yoluna girecek
Jeg ka’ husk’ dine øjn’
– Gözlerini hatırlıyorum
Du ved, ja, det går jo nok, det går jo nok
– Biliyorsun, Evet, her şey yoluna girecek, her şey yoluna girecek
Du’ den dejligste boy
– Sen en güzel çocuksun
De’ da bare misundelig’
– Sadece kıskanıyorlar
Nogle folk ka’ vær’ underlig’
– Bazı insanlar garip olabilir
Jamen, det’ da bare super
– İyi, ne güzel
Det’ da bare super
– Ne güzel
De’ da bare misundelig’
– Sadece kıskanıyorlar
Nogle folk ka’ vær’ underlig’
– Bazı insanlar garip olabilir
Jamen, det’ da bare super
– İyi, ne güzel
Det’ da bare super
– Ne güzel
Han er Take That-fan
– O bir Take That hayranı
To glas vin og en hashkage
– İki bardak şarap ve bir karma kek
Bruger et halvt liv på at sige, hva’ du hader
– Nefret ettiğin şeyi söyleyerek yarım hayat geçirmek
Om jeg gider høre på det? Er du fatsvag?
– Bunu duymak ister miyim? Zayıf mısın?
Hvis du vil ha’ drømmen, må du læg’ nogle
– Eğer rüya istiyorsanız, bazı koymak zorunda
Fiaskoer og glæder, jeg’ cool med dem beg’ to
– Başarısızlıklar ve sevinçler, ben’ onlarla serin yalvarıyorum ‘ iki
Sagde, det var techno – Bo sagde: “Nej, det’ electro”
– Tekno-Bo olduğunu söyledi: “Hayır, elektro”
Hold din kæft, Bo!
– Kapa çeneni, Bo!
Har du købt beauty box på DBA?
– DBA’DA bir güzellik kutusu satın aldınız mı?
Mand, jeg troede, du var flyvende nok – hvor blev du af?
– Dostum, yeterince uçtuğunu sanıyordum-nereye gittin –
Ude i byen er der frisk luft, klar til at kast’ dig rundt
– Şehirde temiz hava var, seni atmaya hazır
Du taler kun om, hva’ der’ dumt, dreng, vask din mund
– Sadece aptalca olandan bahsediyorsun, evlat, ağzını yıka
Det’ hva’, det er, dreng, stærk fejl – især dig
– İşte bu, bu, Oğlum, güçlü bir hata-özellikle de sen
Har du lyst til at smil’? Desværre nej
– Gülümsemek ister misin? Ne yazık ki Hayır
Du lever på en lidt stille måde
– Oldukça sessiz bir şekilde yaşıyorsun
Hvis der’ noget, jeg ikk’ vil, så’ det ikk’ at ville noget.
– Eğer istemediğim bir şey varsa, o da bir şey istememektir.
For når solen den går ned
– Çünkü güneş battığında
Og din’ øjne si’r goddag
– Ve gözlerin merhaba diyor
Er der kun én ting, jeg ved
– Tek bir şey biliyorum
Du’ den dejligste boy her i byen
– Sen şehirdeki en güzel çocuksun.
Jeg sagde: “Bente”
– Dedim ki, ” Bente”
For jeg har glemt, hva’ du hed
– Çünkü ismini unuttum
Nogle folk de’ spændende
– Bazı insanlar ‘ heyecan verici
Nogle folk de har glemt kærligheden
– Bazı insanlar aşkı unuttular
Men du ved, ja, det går jo nok, det går jo nok
– Ama biliyorsun, Evet, her şey yoluna girecek, her şey yoluna girecek
Jeg ka’ husk’ dine øjn’
– Gözlerini hatırlıyorum
Du ved, ja, det går jo nok, det går jo nok
– Biliyorsun, Evet, her şey yoluna girecek, her şey yoluna girecek
Du’ den dejligste boy
– Sen en güzel çocuksun
De’ da bare misundelig’
– Sadece kıskanıyorlar
Nogle folk ka’ vær’ underlig’
– Bazı insanlar garip olabilir
Jamen, det’ da bare super
– İyi, ne güzel
Det’ da bare super
– Ne güzel
De’ da bare misundelig’
– Sadece kıskanıyorlar
Nogle folk ka’ vær’ underlig’
– Bazı insanlar garip olabilir
Jamen, det’ da bare super
– İyi, ne güzel
Det’ da bare super.
– Bu harika bir şey.

Benjamin Hav – Den Dejligste Boy Danca Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.