BLOODY VINYL, Slait & tha Supreme Feat. Mara Sattei & Coez – ALTALENE İtalyanca Sözleri Türkçe Anlamları

Ali chiuse, spalle al muro, anni che cerco le cose giuste
– Kanatlar kapalı, sırtlar duvara, yıllar doğru şeyleri arıyor
Te lo assicuro come se fossi cartapesta
– Seni temin ederim, sanki kartonpiyermişim gibi.
Sgretolo in fumo, in mezzo a un puzzle disfarle tutte
– Bir bulmacanın ortasında, duman Crumble hepsini açmak

Resta nessuno e poi discorsi, mi sento in torto
– Kimse kalmaz ve sonra konuşmalar, yanlış hissediyorum
Vivessi di getto, è tremando quant’è poi il costo
– Jet uçağıyla yaşadım, o zaman ne kadar maliyeti titriyor
Dentro ai tuoi occhi un immenso minuto è corto
– Gözlerinizin içinde büyük bir dakika kısa
E mentre sto meglio mi chiedo se tu stai a posto
– Ve ben daha iyiyken, iyi olup olmadığını merak ediyorum

Quando tutto è a posto
– Her şey yolunda olduğunda
Rose’n’pistole, capita? Sì, poi dritte al petto e premo
– Rose’n’gunches, anladın mı? Evet, sonra doğrudan göğsüne basıyorum ve basıyorum
Spara un fiore che poi mira è partita, ho perso
– Sonra nişan gitti bir çiçek vur, ben kaybettim
Schivo panico, ogni colore chе a fatica mischiamo a stento
– Utangaç panik, her rengi zar zor karıştırıyoruz
Credo, cento le cosе che c’ho in lista, cadendo cresco
– Sanırım listede yüzlerce şey var, düşüyorum, büyüyorum

Penso valesse di più
– Daha fazla değer olduğunu düşünüyorum
Sì, banconote, pretese, promesse che ormai sono in fumo
– Evet, faturalar, iddialar, şu anda dumanda olan sözler
Come altalene, poi prese, distese nel vuoto, io giù
– Salıncaklar gibi, sonra alınır, boşlukta uzanır, aşağı inerim
Bruciamo su un posacenere quando mi chiedi di più
– Bana daha fazlasını sorduğunda kül tablasının üzerinde yanıyoruz
Poi lo facessi anche tu
– O zaman sen de

Non piove più
– Artık yağmur yağmıyor
Quando sei te con me qua
– Burada benimle olduğun zaman
Non piove più
– Artık yağmur yağmıyor
Quando sei te con me qua
– Burada benimle olduğun zaman

Io non ricordo neanche com’è fatto il sole quando scatti e chiudi, oh
– Ateş edip kapandığında güneşin nasıl olduğunu bile hatırlamıyorum, oh
E mi mordo le labbra sempre dopo aver detto un pensiero stupido
– Ve her zaman aptalca bir düşünce söyledikten sonra dudaklarımı ısırırım
Sbatti porte in faccia come niente, crei il vento più gelido di sempre
– Kapıları yüzüne hiçbir şey gibi çarpma, şimdiye kadarki en soğuk rüzgarı yarat
Mentre quello che era cielo adesso è pioggia e in quanto pioggia scende giù
– Eskiden cennet olan şey şimdi yağmur ve yağmur yağarken

Dici che siamo in due, ma decido sempre io
– İkimiz varız diyorsun ama ben her zaman karar veririm.
Ognuno per le strade sue, ma mi giro sempre io
– Herkes onun sokaklarında, ama ben her zaman arkamı dönüyorum
E non sento più il rumore di questo temporale
– Ve artık bu fırtınanın gürültüsünü duyamıyorum
Quando sei tu con me qua
– Burada benimle olduğun zaman

Non piove più
– Artık yağmur yağmıyor
Quando sei te con me qua
– Burada benimle olduğun zaman
Non piove più
– Artık yağmur yağmıyor
Quando sei te con me qua
– Burada benimle olduğun zaman

Poi dirmelo te quand’è che fuori è più sereno
– O zaman bana dışarısı daha huzurlu olduğunda söyle
Mille spazi vuoti tra me e te
– Seninle benim aramda binlerce boşluk var
Io mi chiedo spesso e troppo quello in cui poi credo
– Sık sık ve çok fazla neye inandığımı merak ediyorum
E se cadessi sarei fragile?
– Ve eğer düşersem, kırılgan olur muyum?

Quanto costa dirti cose che non direi mai, sai
– Ne kadar seni hiç kullanmayacağım şeyler söylemek maliyeti nedir, biliyor musun
Poi rimando sempre quando tutto è niente
– O zaman her şey hiçbir şey olmadığında her zaman ertelerim
Mentre penso che
– Bunu düşünürken

Non piove più
– Artık yağmur yağmıyor
Quando sei te con me qua
– Burada benimle olduğun zaman
Non piove più
– Artık yağmur yağmıyor
Quando sei te con me qua
– Burada benimle olduğun zaman

Non piove più
– Artık yağmur yağmıyor
Quando sei te con me qua
– Burada benimle olduğun zaman




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın