Tellin’ me you love me, but I’ve heard it before
– Beni sevdiğini söylüyorsun, ama daha önce duymuştum.
Stayin’ out ’til the mornin’, I can hear the door
– Stayin’ out ’til sabah, kapıyı duyamıyorum
Tellin’ me you’re different, but you’re just like the rest
– Söylüyorum farklısın bana, ama sadece gibisin
I can smell all the whiskey and the smoke on your breath
– Tüm viskiyi ve dumanı nefesinde koklayabiliyorum.
I don’t think you know this, but you’re so predictable
– Bunu bildiğini sanmıyorum ama çok tahmin edilebilirsin.
Textin’ her behind my back and actin’ like I don’t
– Ona arkamdan mesaj atıp, benim yapmadığım gibi davranıyorum.
But I already know, oh
– Ama zaten biliyorum, oh
Yeah, I already know this
– Evet, bunu zaten biliyorum.
‘Cause you’ve been talkin’ in your sleep, ohh
– Çünkü uykunda konuşuyordun, ohh
And you’ve been messin’ ’round on me
– Ve sen benimle dalga geçiyorsun
(You’ve been messin’ ’round on me)
– (Benimle dalga geçiyordun)
I thought I told you once before, ohh
– Sana daha önce söylediğimi sanıyordum, ohh
I guess you wasn’t listening
– Sanırım dinlemiyordun.
(I guess you wasn’t listening)
– (Sanırım dinlemiyordun)
But I’ll wait ’til the morning
– Ama sabaha kadar bekleyeceğim.
Might just let you sleep in
– Belki sadece rahat bırak
Won’t give you a warning
– Sana bir uyarı olmayacak
Just know that I’m leavin’
– Sadece gittiğimi bil
‘Cause you’ve been talkin’ in your sleep, ohh
– Çünkü uykunda konuşuyordun, ohh
And you’ve been messin’ ’round on me (on me, on me, ooh)
– Ve sen benimle dalga geçiyorsun (benim üzerimde, benim üzerimde, ooh)
You say that you want me
– Beni istediğini söylüyorsun.
That you want me back
– Beni geri istediğini
Wanna talk to me, it’s over, no, I won’t do that
– Benimle konuşmak istiyorsan, bitti, hayır, bunu yapmayacağım.
Swear that you’re different
– Farklı olduğuna yemin et.
But you’re still like the rest
– Ama sen hala diğerleri gibisin.
Don’t wanna talk it over, no
– Konuşmak istemiyorum, hayır
I don’t think you know this, but you’re so predictable
– Bunu bildiğini sanmıyorum ama çok tahmin edilebilirsin.
Textin’ her behind my back and actin’ like I don’t
– Ona arkamdan mesaj atıp, benim yapmadığım gibi davranıyorum.
But I already know (already know), ohh
– Ama zaten biliyorum (zaten biliyorum), ohh
Yeah, I already know this (know this)
– Evet, bunu zaten biliyorum (bunu biliyorum)
‘Cause you’ve been talkin’ in your sleep, ohh
– Çünkü uykunda konuşuyordun, ohh
And you’ve been messin’ ’round on me (on me, on me)
– Ve sen benimle dalga geçiyorsun (benim üzerimde, benim üzerimde)
I thought I told you once before, ohh
– Sana daha önce söylediğimi sanıyordum, ohh
I guess you wasn’t listening
– Sanırım dinlemiyordun.
(I guess you wasn’t listening)
– (Sanırım dinlemiyordun)
But I’ll wait ’til the morning
– Ama sabaha kadar bekleyeceğim.
Might just let you sleep in
– Belki sadece rahat bırak
Won’t give you a warning
– Sana bir uyarı olmayacak
Just know that I’m leavin’
– Sadece gittiğimi bil
‘Cause you’ve been talkin’ in your sleep
– Çünkü uykunda konuşuyordun.
(In your sleep, in your sleep)
– (Uykunda, uykunda)
And you’ve been messin’ ’round on me (on me, on me), ooh
– Ve sen benimle dalga geçiyorsun (benim üzerimde, benim üzerimde), ooh
I don’t think you know this, but you’re so predictable
– Bunu bildiğini sanmıyorum ama çok tahmin edilebilirsin.
Textin’ girls behind my back and actin’ like you don’t
– Senin gibi geri ve aktin benden habersiz textın’ kızlar’ değil
But I already know, ohh
– Ama zaten biliyorum, ohh
Yeah, I already know
– Evet, zaten biliyorum.
‘Cause you’ve been talkin’ in your sleep
– Çünkü uykunda konuşuyordun.
(You’ve been talkin’ in your sleep)
– (Uykunda konuşuyordun)
And you’ve been messin’ ’round on me
– Ve sen benimle dalga geçiyorsun
(You’ve been messin’ ’round on me)
– (Benimle dalga geçiyordun)
I thought I told you once before
– Daha önce de söylemiştim
(I thought I told you once before)
– (Sana daha önce söylediğimi sanıyordum)
I guess you wasn’t listening
– Sanırım dinlemiyordun.
(I guess you wasn’t listening)
– (Sanırım dinlemiyordun)
But I’ll wait ’til the morning (I’ll wait till the morning)
– Ama sabaha kadar bekleyeceğim (sabaha kadar bekleyeceğim)
Might just let you sleep in (might just let you sleep in)
– Sadece uyumana izin verebilir (sadece uyumana izin verebilir)
Won’t give you a warning (won’t give you a warning)
– Size bir uyarı vermez (size bir uyarı vermez)
Just know that I’m leavin’
– Sadece gittiğimi bil
‘Cause you’ve been talkin’ in your sleep (your sleep, ohh)
– Çünkü uykunda konuşuyordun (uykunda, ohh)
And you’ve been messin’ ’round on me (on me, on me) ooh
– Ve sen benimle dalga geçiyorsun (benim üzerimde, benim üzerimde) ooh

Charlotte Lawrence – Sleep Talking İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.