Evening love
– Akşam aşkı
How’s your day
– – Senin günün nasıl geçiyor
I’m bringing you the weather
– Sana hava durumunu getiriyorum.
From the satellite jigsaw
– Uydu yapbozundan
Today was fine
– Bugün iyiydi
Tears at times
– Zaman zaman gözyaşları
A weak ridge from pressure
– Basınçtan zayıf bir sırt
From the hinter to the heartland
– Hinter’den gönül ülkesine
Who knows what it’ll be?
– Ne olacağını kim bilir?
A briny breeze
– Tuzlu bir esinti
Collars on the upturn
– Yükselişte yaka
A nod towards the winter
– Kışa doğru bir selam
And Monday
– Ve Pazartesi
Is a Monday
– Pazartesi mi
Tuesday’s a thunder day
– Salı gök gürültüsü günü
With a wind that chills you to the bone
– Seni kemiğe kadar ürperten bir rüzgarla
Wednesday, don’t mention Wednesday
– Çarşamba, Çarşambadan bahsetme.
Not a good one at all
– Hiç iyi biri değil
Otherwise fine
– Aksi halde iyi
Otherwise it’s dandy
– Aksi takdirde züppe
Otherwise fine
– Aksi halde iyi
Otherwise it’s over the top
– Aksi takdirde, her şey en üstte olacak
You got really rotten weather
– Çok kötü bir havanın var.
It’s so hard, I know it’s so
– Çok zor, biliyorum çok zor
Whoa, yeah
– Vay, evet
Tell me where
– Nerede olduğunu söyle
A weatherman should start
– Bir hava durumu uzmanı başlamalı
When he’s miles from his sunshine
– Güneş ışığından kilometrelerce uzaktayken
(Shine, shine)
– (Parlaklık, parlaklık)
Promise you the warmest winter fire
– Sana en sıcak kış ateşini vaat et
When outside its freezing cold
– Dışarısı soğuk olduğunda
(Cold, cold)
– (Soğuk)
Promise you the bluest summer sky
– Sana en mavi yaz gökyüzünü vaat et
It’ll shine just for you (you)
– Sadece senin için parlayacak (sen)
And it’ll be the outlook for Thursday
– Ve Perşembe günü için görünüm olacak
You’re guess is good as mine
– Sanırım benimki kadar iyi.
We’ll be together
– Birlikte olacağız
Yeah, together by design
– Evet, birlikte tasarım gereği
Sunshine
– Güneş ışığı
Sunshine
– Güneş ışığı
Sunshine
– Güneş ışığı
Otherwise fine
– Aksi halde iyi
Otherwise it’s dandy
– Aksi takdirde züppe
Otherwise fine
– Aksi halde iyi
Otherwise it’s over the top
– Aksi takdirde, her şey en üstte olacak
You got really rotten weather
– Çok kötü bir havanın var.
It’s so hard, I know it’s so
– Çok zor, biliyorum çok zor
Whoa, whoa
– Whoa, Whoa
Tell me where
– Nerede olduğunu söyle
A weatherman should start
– Bir hava durumu uzmanı başlamalı
When he’s miles from his sunshine
– Güneş ışığından kilometrelerce uzaktayken
(Shine, shine)
– (Parlaklık, parlaklık)
Promise you the warmest winter fire
– Sana en sıcak kış ateşini vaat et
When outside its freezing cold
– Dışarısı soğuk olduğunda
(Cold, cold)
– (Soğuk)
Promise you the bluest summer sky
– Sana en mavi yaz gökyüzünü vaat et
It’ll shine just for you (you)
– Sadece senin için parlayacak (sen)
And it’ll be the outlook for Thursday
– Ve Perşembe günü için görünüm olacak
You’re guess is good as mine
– Sanırım benimki kadar iyi.
We’ll be together
– Birlikte olacağız
Yeah, together by design
– Evet, birlikte tasarım gereği
Sunshine
– Güneş ışığı
Sunshine
– Güneş ışığı
Sunshine
– Güneş ışığı
Sunshine
– Güneş ışığı

Dave Dobbyn – Outlook For Thursday İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.