A fella told me
– Bir arkadaş söyledi
This here road leads to Cairo
– Buradaki yola Kahire yol açar
I’ve got to get me a ride
– Beni götürmem lazım.
I’ve got to go back
– Geri gitmem lazım
Go back to my children
– Çocuklarımın yanına dön.
I got to see my little my bride
– Küçük gelinimi görmeliyim.
I’ve been traveling
– Yollardayım
Gone a long long time
– Çok uzun zaman geçti
Don’t know what I’ll find
– Ben ne ile karşılaşacağımı bilmiyorum
Scared of what I’ll find
– Ne bulacağımdan korkuyorum.
But I just got to see them again
– Ama onları tekrar görmem lazım.
Hey thanks for stopping
– Ziyaretin için teşekkürler
Are you headed down to Cairo
– Kahire’ye mi gidiyorsun?
I wrecked my Lincoln in St. Joe
– Lincoln’ümü St. Joe’da mahvettim.
Well to little old Cairo
– Küçük Kahire’ye
No special reason
– Özel bir sebep yok
Look up some folks I used to know
– Eskiden tanıdığım bazı insanlara bakın.
Me I traveled some
– Gezdim bana biraz
Had my share of fun
– Eğlenceli kendi payımı
Now that’s the life a man can live
– İşte bir insanın yaşayabileceği hayat budur.
Sure I’ve played the loss
– Tabii ki yenilgiyi ben oynadım.
But who minds the cause
– Ama nedene kim akıl veriyor
You’ve got to take more than you give
– Verdiğinden fazlasını almalısın.
Hey you got another cigar
– Hey, bir puron daha var.
Son I sure like this car
– Oğlum bu arabayı çok beğendim.
Oh from your daddy as a gift
– Oh babandan bir hediye olarak
Say on second thought
– İkinci düşüncede söyle
There’s gifts I haven’t bought
– Almadığım hediyeler var.
Just drop me here
– Beni buraya bırak.
Thanks for the lift
– Asansör için teşekkürler
Yes I’ve traveled some
– Evet biraz seyahat ettim.
Yes I’ve been a bum
– Evet bir serseriydim.
Never have a dime for gin
– Cin için asla bir kuruşun yok
I left to make my way
– Benim yol yapmak için bıraktım
For here I can’t stay
– Burada kalamam
To see my children poor as sin
– Çocuklarımı günah olarak görmek için
I know this road
– Bu yolu biliyorum
It leads straight into Cairo
– Doğrudan Kahire’ye gidiyor.
Twenty two miles straight ahead
– Yirmi iki mil ileride
I can’t I can’t walk down this road to Cairo
– Kahire’ye giden bu yolda yürüyemem.
They’re better thinking I’m dead
– Öldüğümü düşünseler iyi olur.
I’ve been traveling
– Yollardayım
Gone a long long time
– Çok uzun zaman geçti
Dunno what I’ll find
– Bilmem ne ile karşılaşacağımı
Scared of what I’d find
– Ne bulacağımdan korkuyorum.
I just can’t
– Sadece ben miyim
Just can’t walk down this road
– Sadece bu yolda yürümek olabilir

David Ackles – The Road To Cairo İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.