Dermot Kennedy – Innocence and Sadness İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Never felt alone ’til the late night
– Gece geç saatlere kadar hiç yalnız hissetmedim
Never knew she was my home ’til the tears dried
– Gözyaşları kuruyana kadar onun benim evim olduğunu asla bilemezdim
Working on the karma, but it takes time
– Karma üzerinde çalışmak, ama zaman alır
Innocence and sadness was a fine line
– Masumiyet ve üzüntü ince bir çizgiydi

Better savour every moment as it flies by
– Uçup giderken her anın tadını çıkarmak daha iyidir
Every minute, boy, better live it, boy
– Her dakika, evlat, yaşasan iyi olur, evlat
Maybe someday you’ll be happy for me, oh, I
– Belki bir gün benim için mutlu olursun, oh, ben
Every minute, boy, steady rhythm joy
– Her dakika, çocuk, sürekli ritim sevinci

The reason I stay, well, I need you today
– Kalmamın sebebi, bugün sana ihtiyacım var.
Baby, I would bleed in your name
– Bebeğim, senin adına kanardım
I’m trying to be who you need me to be
– Olmamı istediğin kişi olmaya çalışıyorum.

I would have waited for you all night to talk for a minute
– Bütün gece bir dakika konuşmanı beklerdim.
I’ll sing into the cold dark night ’til you listen
– Sen dinleyene kadar soğuk ve karanlık gecede şarkı söyleyeceğim
People spend their life heads down, souls hidden
– İnsanlar hayatlarını başlarını eğerek, ruhlarını gizleyerek geçirirler.
I’m trying to be who you need me to be, well
– Olmamı istediğin kişi olmaya çalışıyorum.

Never felt alone ’til the late night
– Gece geç saatlere kadar hiç yalnız hissetmedim
Never knew she was my home ’til the king cried
– Kral ağlayana kadar onun benim evim olduğunu bilmiyordum
Lost inside the forest, but it feels fine
– Ormanın içinde kayboldum ama iyi hissediyorum
Innocence and sadness in the same night
– Masumiyet ve hüzün aynı gecede

All the love that just got stolen from your wide eyes
– Sadece geniş gözlerinden çalınan tüm aşk
Every minute, boy, better live it, boy
– Her dakika, evlat, yaşasan iyi olur, evlat
Let your tears erode my shoulder like a cliff side
– Gözyaşların omzumu uçurum kenarı gibi aşındırsın
Heavy minutes, boy, steady rhythm, joy
– Ağır dakikalar, çocuk, sabit ritim, sevinç

The reason I stay, well, I need you today
– Kalmamın sebebi, bugün sana ihtiyacım var.
Baby, I would bleed in your name
– Bebeğim, senin adına kanardım
I’m trying to be who you need me to be
– Olmamı istediğin kişi olmaya çalışıyorum.

I would have waited for you all night to talk for a minute
– Bütün gece bir dakika konuşmanı beklerdim.
I’ll sing into the cold dark night, you listen
– Soğuk karanlık geceye şarkı söyleyeceğim, sen dinle
Some people spend their life heads down, souls hidden
– Bazı insanlar hayatlarını başlarını eğerek, ruhlarını gizleyerek geçirirler.
I’m trying to be who you need me to be
– Olmamı istediğin kişi olmaya çalışıyorum.

I’d do anything for smiles, I’d move heaven and earth
– Gülümsemek için her şeyi yapardım, cenneti ve dünyayı hareket ettirirdim
Nobody told me at the start how heaven can hurt
– Başlangıçta kimse bana cennetin nasıl zarar verebileceğini söylemedi
I’ll be waiting under streetlight at Bowery and third
– Bowery ve üçüncü’de sokak lambasının altında bekliyor olacağım.
Know I was waiting on ya, know I was waiting on ya
– Seni beklediğimi bil, seni beklediğimi bil

Darling, don’t spend another second wondering what you’re worth
– Hayatım, bir saniyeni bile neye değer olduğunu merak ederek geçirme.
Don’t you ever get affected by the ways of this world
– Bu dünyanın yollarından hiç etkilenmez misin?
Wouldn’t say my soul’s protected, but there’s something at work
– Ruhumun korunduğunu söyleyemem ama işte bir şey var.
I was waiting on ya, know I was waiting on ya
– Seni bekliyordum, biliyorum seni bekliyordum

Better savour every moment as it flies by
– Uçup giderken her anın tadını çıkarmak daha iyidir
Every minute, boy, better live it, boy
– Her dakika, evlat, yaşasan iyi olur, evlat
Return me safely, turn me homeward at the right time
– Beni sağ salim geri getir, doğru zamanda eve döndür
Every minute, boy, steady rhythm, joy
– Her dakika, çocuk, sabit ritim, sevinç

Better savour every moment as it flies by
– Uçup giderken her anın tadını çıkarmak daha iyidir
Every minute, boy, better live it, boy
– Her dakika, evlat, yaşasan iyi olur, evlat
Return me safely, turn me homeward at the right time
– Beni sağ salim geri getir, doğru zamanda eve döndür
Heavy minutes, boy, steady rhythm, joy
– Ağır dakikalar, çocuk, sabit ritim, sevinç




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın