Duncan Laurence – Umbrella İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I don’t think the weather could predict
– Havanın tahmin edebileceğini sanmıyorum.
How much you rained this morning
– Bu sabah ne kadar yağmur yağdın
I don’t watch the forecast, but I think
– Tahmini izlemiyorum ama sanırım
A hurricane is coming
– Bir kasırga geliyor
It feels darker
– Daha karanlık hissediyor
And I don’t know of any way to stop it
– Ve bunu durdurmanın bir yolunu bilmiyorum
And I don’t think we’ll ever be the same
– Ve asla eskisi gibi olamayacağımızı düşünüyorum.
Don’t know if there’s anyone to blame
– Suçlanacak biri var mı bilmiyorum.

I just said goodbye, my love
– Hoşçakal dedim aşkım.
Done nothing but cry for us
– Bizim için ağlamaktan başka bir şey yapmadı
Who knew a sky could get so gray
– Bir gökyüzünün bu kadar gri olabileceğini kim bilebilirdi
It’s time to put my umbrella away
– Şemsiyemi kaldırmanın zamanı geldi.

I just packed my winter coat away
– Kışlık ceketimi yeni topladım.
I’ve put it in the carriage
– Arabayı koydum
Next to all the polaroids I took
– Aldığım tüm polaroidlerin yanında
I guess you couldn’t care less
– Sanırım daha az umursayamazdın.
You got colder
– Daha soğuk oldun.
And I don’t think there anything to hope for
– Ve umulacak bir şey olduğunu sanmıyorum
And I don’t think it’s ever gonna change
– Ve bunun asla değişeceğini sanmıyorum.
Don’t know if there’s anyone to blame
– Suçlanacak biri var mı bilmiyorum.

I just said goodbye, my love
– Hoşçakal dedim aşkım.
Done nothing but try for us
– Bizim için denemekten başka bir şey yapmadı.
Who knew a sky could get so gray
– Bir gökyüzünün bu kadar gri olabileceğini kim bilebilirdi
It’s time to put my umbrella away
– Şemsiyemi kaldırmanın zamanı geldi.
(Rain, rain, go away)
– (Yağmur, yağmur, git başımdan)

I just said goodbye, my love
– Hoşçakal dedim aşkım.
Done nothing but cry for us
– Bizim için ağlamaktan başka bir şey yapmadı
Who knew a sky could get so gray
– Bir gökyüzünün bu kadar gri olabileceğini kim bilebilirdi
It’s time to put my umbrella away
– Şemsiyemi kaldırmanın zamanı geldi.
(Rain, rain, go away, rain, rain, go away)
– (Yağmur, yağmur, git, yağmur, yağmur, git)

Dancing on
– Dans etmek
Puddles mirroring light from up above
– Yukarıdan gelen ışığı yansıtan su birikintileri
Raindrops showing small reflections of
– Küçük yansımaları gösteren yağmur damlaları
The way we were
– The way we were

Dancing on
– Dans etmek
Puddles mirroring light from up above
– Yukarıdan gelen ışığı yansıtan su birikintileri
Raindrops showing small reflections of
– Küçük yansımaları gösteren yağmur damlaları
The way we were
– The way we were

I just said goodbye, my love
– Hoşçakal dedim aşkım.
Done nothing but cry for us
– Bizim için ağlamaktan başka bir şey yapmadı
Who knew a sky could get so gray
– Bir gökyüzünün bu kadar gri olabileceğini kim bilebilirdi
It’s time to put my umbrella away
– Şemsiyemi kaldırmanın zamanı geldi.
(Rain, rain, go away)
– (Yağmur, yağmur, git başımdan)

I just said goodbye, my love
– Hoşçakal dedim aşkım.
Done nothing but try for us
– Bizim için denemekten başka bir şey yapmadı.
Who knew a sky could get so gray
– Bir gökyüzünün bu kadar gri olabileceğini kim bilebilirdi
It’s time to put my umbrella away
– Şemsiyemi kaldırmanın zamanı geldi.
(Rain, rain, go away, rain, rain, go away)
– (Yağmur, yağmur, git, yağmur, yağmur, git)

Rain, rain, go away
– Yağmur, yağmur, git başımdan
Don’t come back another day
– Bir gün daha gelme.
Rain, rain, go away
– Yağmur, yağmur, git başımdan
Don’t come back another day
– Bir gün daha gelme.
Rain, rain, go away
– Yağmur, yağmur, git başımdan
Don’t come back another day
– Bir gün daha gelme.
Rain, rain, go away
– Yağmur, yağmur, git başımdan
Don’t come back another day
– Bir gün daha gelme.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın