Edelweiss – Bring Me Edelweiss İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

So when you really love me
– Beni gerçekten sevdiğinde
Darling bring me Edelweiss
– Sevgilim bana Edelweiss’i getir
So when you really love me
– Beni gerçekten sevdiğinde
You should bring me Edelweiss
– Bana Edelweiss’i getirmelisin.

Freibier! Oh yeah!
– Freibier! Oh evet!
Freibier! Oh yeah!
– Freibier! Oh evet!
That’s the way we like it!
– Biz böyle severiz!

So when you really love me
– Beni gerçekten sevdiğinde
Darling bring me Edelweiss
– Sevgilim bana Edelweiss’i getir
So when you really love me
– Beni gerçekten sevdiğinde
You should bring me Edelweiss
– Bana Edelweiss’i getirmelisin.

Woman
– Kadın
I need some Austrian loving
– Biraz Avusturyalı sevgiye ihtiyacım var
I know what it means
– Ne demek olduğunu biliyorum
I better start climbing
– Daha tırmanmaya başlamadan
For the dopest flower on the top of the
– En üstteki en güzel çiçek için
mountain
– dağ
I know what you want
– Ne istediğini biliyorum
they don’t grow the ground
– toprağı büyütmüyorlar.
Hiking up North like Cooly C
– Cooly C gibi kuzeye doğru yürüyüş
You see eye to eye
– Aynı görüşte misin
We’re picking the one and only flower that shows love
– Sevgiyi gösteren tek ve tek çiçeği seçiyoruz
As you look into my eyes
– Gözlerimin içine bakarken
So we can show it with Edelweiss
– Bu yüzden Edelweiss ile gösterebiliriz

So when you really love me
– Beni gerçekten sevdiğinde
Darling bring me Edelweiss
– Sevgilim bana Edelweiss’i getir
So when you really love me
– Beni gerçekten sevdiğinde
You should bring me Edelweiss
– Bana Edelweiss’i getirmelisin.

Ruck-sack
– Ruck-çuval
Rucksack!
– Sırt çantası!
Last night the Förster saved my life!
– Dün gece Förster hayatımı kurtardı!
Last night a Freibier turned me round
– Dün gece bir Freibier beni çevirdi
And round and down and down and down
– Ve yuvarlak ve aşağı ve aşağı ve aşağı
Round and round and down and down and down
– Yuvarlak ve yuvarlak ve aşağı ve aşağı ve aşağı

So when you really love me
– Beni gerçekten sevdiğinde
You should bring me Edelweiss!
– Bana Edelweiss’i getirmelisin!