Ellegarden – Strawberry Margarita İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

There’s nothing like new stuff to spice up my summer
– Yazımı renklendirecek yeni şeyler gibisi yoktur
I’m off to a new town to find me a new toy
– Bana yeni bir oyuncak bulmak için yeni bir şehre gidiyorum
Taking the late bus, I sit by the window
– Geç otobüse binerken, pencerenin yanında oturuyorum
Replaying mistakes in my head
– Kafamdaki hataları tekrarlamak
Well, I don’t think you will like it
– Hoşuna gideceğini sanmıyorum.

I wanted to know your name, without it
– Adını bilmek istedim, onsuz
I never will find you again inside it
– Seni bir daha asla içinde bulamayacağım
This crowded street in our town I’m leaving
– Kasabamızdaki bu kalabalık caddeden ayrılıyorum.
There’s something that holds me back from stepping out
– Beni dışarı çıkmaktan alıkoyan bir şey var
Stepping out
– Dışarı çıkmak
Stepping out
– Dışarı çıkmak
Stepping out
– Dışarı çıkmak

I got this from nowhere, a picture of that day
– Bunu hiçbir yerden aldım, o günün bir resmi
The moment I saw you just raised your left eyebrow
– Sol kaşını kaldırdığını gördüğüm an
I sit by the window, it feels just like slow-mo
– Pencerenin yanında oturuyorum, yavaş hareket gibi geliyor
I jumped off the deck of the bus
– Otobüsün güvertesinden atladım.
Though I don’t think you will like it
– Gerçi hoşuna gideceğini sanmıyorum.

I wanted to know your name, without it
– Adını bilmek istedim, onsuz
I never will find you again inside it
– Seni bir daha asla içinde bulamayacağım
This crowded street in our town I’m leaving
– Kasabamızdaki bu kalabalık caddeden ayrılıyorum.
There’s something that holds me back from stepping out
– Beni dışarı çıkmaktan alıkoyan bir şey var

Stepping out
– Dışarı çıkmak
Stepping out
– Dışarı çıkmak
Stepping out of what I am
– Olduğum şeyden çıkmak
Stepping out
– Dışarı çıkmak
Stepping out
– Dışarı çıkmak
It won’t be the same again
– Bir daha eskisi gibi olmayacak.

You have a black tea, I have a tequila
– Senin siyah çayın var, benim tekilam var.
Two very different drinks just like us
– Bizim gibi çok farklı iki içecek
Well, I do like it
– Şey, hoşuma gidiyor.

I wanted to know your name, without it
– Adını bilmek istedim, onsuz
I never will find you again inside it
– Seni bir daha asla içinde bulamayacağım
This crowded street in our town deceives us
– Kasabamızdaki bu kalabalık sokak bizi aldatıyor
There’s something that holds me back from stepping out
– Beni dışarı çıkmaktan alıkoyan bir şey var

I’m glad to finally find
– Sonunda bulduğuma sevindim.
I’m glad to finally find
– Sonunda bulduğuma sevindim.
I’m glad to finally find
– Sonunda bulduğuma sevindim.
I’m glad to finally find you
– Sonunda seni bulduğuma sevindim.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın