Facundo Cabral – No Soy De Aqui, Ni Soy De Alla İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Y el Señor dijo a Abraham:
– Ve Tanrı İbrahim’e dedi :
Abandona tu tierra natal
– Vatanını terk et
Y la casa de tu padre y ve al país que yo te indicaré
– Ve babanın evini ve sana göstereceğim ülkeye git
Haré de ti una gran nación, te bendeciré
– Seni büyük bir ulus yapacağım, seni kutsayacağım
Y por ti, se bendecirán todos lo pueblos de la tierra
– Ve senin sayende, tüm dünya halkları kutsanacak
El Señor, dijo a Abraham
– Tanrı İbrahim’e dedi

Esa bella y sabia órden
– Bu güzel ve bilge düzen
Fue la que convenció a mi corazón a decidir que el mundo fuese mi casa
– Dünyanın benim evim olacağına karar vermek için kalbimi ikna eden oydu.
El mismo mundo que puso al alcance de mi espíritu
– Ruhumun ulaşabileceği yere yerleştirdiği aynı dünya.
La canción que me refleja como ningún espejo
– Beni ayna gibi yansıtan şarkı

Soy un caminante de sales y maderas
– Ben bir tuz ve orman yürüyüşçüsüyüm.
Enamorado del polvo de los caminos
– Yolların tozuna aşık
Construyo mi casa día a día y vuelvo a destruirla
– Evimi her geçen gün inşa ediyorum ve tekrar yıkıyorum
Cuando el sol me propone otros desvelos
– Güneş bana uykusuz geceler sunduğunda

Solo y sin querer ser nadie
– Yalnız ve kimse olmak istemiyor
Amparado y crecido por mi mente
– Korunaklı ve zihnim tarafından büyütülmüş
En busca de las luces misteriosas
– Gizemli ışıkların arayışı içinde
Donde los pasos son lentos y eternos
– Adımların yavaş ve sonsuz olduğu yer
Y alguien sabe todo, para decidir todo
– Ve birisi her şeyi bilir, her şeye karar vermek için

Trajino la nieve, las lluvias y los mares
– Karları, yağmurları ve denizleri getirdim.
Y conozco el delirio de las plantas
– Ve bitkilerin deliryumunu biliyorum
De las que aprendo los cantos para ti
– Hangi şarkıları senin için öğreniyorum
Al detenerme nada más que lo que durén esos versos
– Beni durdurmak için bu ayetlerin sonundan başka bir şey yok
Y la hoguera que el amor provoque
– Ve aşkın kışkırttığı şenlik ateşi

Soy un caminante, una espiga más, bruto en movimiento
– Ben bir yürüyüşçüyüm, bir başak daha, hareket halinde kaba
Inquieto paísaje que vino a derribar los muros
– Duvarları yıkmaya gelen huzursuz ülke
Que por temor levanto el cobarde
– Korkudan ödleği ben büyütürüm
Peregrino que predica lo mejor del Señor, es decir todo
– Rab’bin en iyisine, yani her şeye vaaz veren hacı

La luz me muestra de espíritu entero
– Işık bana bütün ruhu gösteriyor
Y el árbol y las aves me repiten
– Ve ağaç ve kuşlar bana tekrar ediyor
Camino los desiertos mi esperanza y mi piel es el código del tiempo
– Çöllerde yürüyorum umudum ve cildim zaman kodudur
La poesía es mi algébra y mi cábala
– Şiir benim cebra’m ve kabala’mdır

Como le sucede a las estrellas
– Yıldızlara olduğu gibi
Porque yo también soy un astro
– Bir yıldız olduğum için çok
Y lo sabe el que me ve, desde muy afuera
– Ve beni gören bilir, çok uzaklardan
Y desde muy adentro
– Ve derinlerden

La muerte me acompaña paso a paso
– Ölüm bana adım adım eşlik ediyor
Para tomarme al fin
– Sonunda beni almaya
Y recrear la vida
– Ve hayatı yeniden yaratın
Entonces camino hacia la nada
– Sonra hiçbir şeye doğru yürümem

Soy un caminante que por irse siempre
– Ben her zaman giden bir yürüyüşçüyüm.
Siempre regresa porque todo es circular
– Her zaman geri gel çünkü her şey dairesel
Y eso el sol lo sabe como nadie
– Ve güneş bunu başka hiç kimse gibi bilmiyor
El cielo y las serpientes son mi conciencia
– Gökyüzü ve yılanlar benim vicdanım

Que es un sueño que en la vigilia, libera a mis huesos
– Uyanıkken kemiklerimi özgürleştiren bir rüya olduğunu
Aquí he llegado a esperar que estallen las flores y los peces al lado tuyo
– Buraya çiçeklerin ve yanındaki balığın patlamasını beklemeye geldim.
Mujer que me esperabas
– Beni beklediğin kadın
Sin que tú o yo lo supieramos
– Sen ve ben bilmeden

Me gustas tú que y el mundo te acompaña
– Senden hoşlanıyorum ve dünya seninle
La primavera y los pastores de España
– Bahar ve İspanya’nın Çobanları
La libertad y aquel invierno de Holanda
– Hollanda’da özgürlük ve o kış
Entre Van Gogh y Apollinaire
– Van Gogh ve Apollinaire arasında

Me gusta el mar y el fuego que te delata
– Denizi ve seni ele veren ateşi seviyorum.
Alejandría y los antiguos piratas
– İskenderiye ve antik korsanlar
El nacimiento permanente en Manhattan
– Manhattan’da kalıcı doğum
Y el desenfado de los blues
– Ve mavilerin dikkatsizliği

No soy de aquí, ni soy de allá
– Ben buralı değilim, oralı da değilim
No tengo edad, ni porvenir
– Herhangi bir yaş var, gelecek yok
Y ser feliz es mi color de identidad
– Ve mutlu olmak benim kimlik rengim
No soy de aquí, ni soy de allá
– Ben buralı değilim, oralı da değilim
No tengo edad, ni porvenir
– Herhangi bir yaş var, gelecek yok
Y ser feliz es mi color de identidad
– Ve mutlu olmak benim kimlik rengim

Me gusta el sol sobre la piazza San Marcos
– Piazza San Marco üzerindeki güneşi seviyorum.
Y la manera de esperar del Tarasco
– Ve Tarasco’yu beklemenin yolu
El viejo brujo armando el nuevo cigarro
– Yeni puroyu bir araya getiren yaşlı cadı
Y las mujeres de Aviñon
– Ve Avignonlu kadınlar

No soy de aquí, ni soy de allá
– Ben buralı değilim, oralı da değilim
No tengo edad, ni porvenir
– Herhangi bir yaş var, gelecek yok
Y ser feliz es mi color de identidad
– Ve mutlu olmak benim kimlik rengim
No soy de aquí, ni soy de allá
– Ben buralı değilim, oralı da değilim
No tengo edad, ni porvenir
– Herhangi bir yaş var, gelecek yok
Y ser feliz es mi color de identidad
– Ve mutlu olmak benim kimlik rengim




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın