Lay it all on me, baby
– Her şeyi bana bırak bebeğim
When you’re feeling weak, so crazy
– Kendini zayıf hissettiğinde, çok çılgın
When you’re shouting, “Someone help me”
– Bağırırken, ” biri bana yardım etsin”
(Still call you mine)
– (Hala benimsin)
When you feel the world is burning
– Dünyanın yandığını hissettiğinde
I know nothing feels for certain
– Hiçbir şeyin kesin olmadığını biliyorum
But baby, you can share the hurting
– Ama bebeğim, acıyı paylaşabilirsin
(Still call you mine)
– (Hala benimsin)
So, ooh
– Yani, ooh
There’s no limit, no place we can’t go
– Sınır yok, gidemeyeceğimiz bir yer yok
Know it’s true
– Bunun doğru olduğunu biliyorum
So when you’re nervous, I want you to know
– Bu yüzden gergin olduğunda, bilmeni isterim ki
That I don’t mind
– Umrumda değil o
If you go crazy, if you lost your mind
– Eğer delirirsen, aklını kaçırırsan
Yeah, don’t you worry, it’ll be alright
– Evet, merak etme, her şey yoluna girecek.
Oh, baby, I’ll still call you mine, mine
– Oh, bebeğim, sana hala benim diyeceğim, benim
(I don’t mind)
– (Ben umursamıyorum)
(I don’t mind)
– (Ben umursamıyorum)
Know you wouldn’t hurt nobody
– Kimseye zarar vermeyeceğini biliyorum.
But even if you hurt somebody
– Ama birine zarar versen bile
Baby, you can put it on me
– Bebeğim, bana takabilirsin.
(Still call you mine)
– (Hala benimsin)
I don’t know where we’re heading
– Sen gidiyoruz nerede bilmiyorum
But me and you ain’t got no ending
– Ama sen ve benim bir sonumuz yok
Oh, baby, can’t you see that?
– Oh, bebeğim, görmüyor musun?
(Still call you mine)
– (Hala benimsin)
So, ooh
– Yani, ooh
Thеre’s no limit, no place we can’t go
– Sınır yok, gidemeyeceğimiz bir yer yok
Know it’s truе
– Bunun doğru olduğunu biliyorum
So when you’re nervous, I want you to know
– Bu yüzden gergin olduğunda, bilmeni isterim ki
That I don’t mind
– Umrumda değil o
If you go crazy, if you lost your mind
– Eğer delirirsen, aklını kaçırırsan
Yeah, don’t you worry, it’ll be alright
– Evet, merak etme, her şey yoluna girecek.
Oh, baby, I’ll still call you mine, mine
– Oh, bebeğim, sana hala benim diyeceğim, benim
I don’t mind (I don’t mind)
– Umursamıyorum (umursamıyorum)
Tell me your secrets, tell me all your crimes (all your crimes)
– Bana sırlarını söyle, bana tüm suçlarını söyle (tüm suçlarını)
All of the darkness you keep locked inside (ooh)
– İçinde kilitli tuttuğun tüm karanlık (ooh)
Oh, baby, I’ll still call you mine, mine
– Oh, bebeğim, sana hala benim diyeceğim, benim
(I don’t mind)
– (Ben umursamıyorum)
(I don’t mind)
– (Ben umursamıyorum)
I don’t mind (baby, I don’t mind)
– Ben umursamıyorum (bebeğim, umursamıyorum)
If you go crazy, if you lost your mind (you know I don’t mind)
– Eğer delirirsen, aklını kaçırırsan (umursamadığımı biliyorsun)
Yeah, don’t you worry, it’ll be alright (I don’t mind)
– Evet, merak etme sen, (sakıncası yok benim için sorun olmayacak.)
Oh, baby, I’ll still call you mine, mine
– Oh, bebeğim, sana hala benim diyeceğim, benim

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.