Must it take a life for hateful eyes
– Nefret dolu gözler için bir hayat sürmeli mi
To glisten once again
– Bir kez daha parlamak için
Five hundred years like gelignite
– Gelignit gibi beş yüz yıl
Have blown us all to hell
– Hepimizi cehenneme attılar
What savior rests while on his cross we die
– Çarmıhta ölürken hangi kurtarıcı dinlenir
Forgotten freedom burns
– Unutulmuş özgürlük yanıyor
Has the shepherd led his lambs astray
– Çoban kuzularını yoldan çıkardı mı
To the bigot and the gun
– Yobaza ve silaha
Must it take a life for hateful eyes
– Nefret dolu gözler için bir hayat sürmeli mi
To glisten once again
– Bir kez daha parlamak için
‘Cause we find ourselves in the same old mess
– Çünkü kendimizi aynı eski karmaşanın içinde buluyoruz
Singin’ drunken lullabies
– Sarhoş ninniler söylemek
I watch and stare as Roisin’s eyes
– İzliyorum ve Roisin’in gözleri gibi bakıyorum
Turn a darker shade of red
– Daha koyu bir kırmızı tonu çevirin
And the bullet with this sniper lie
– Ve bu keskin nişancının mermisi yalan söylüyor
In their bloody gutless cell
– Kanlı bağırsaksız hücrelerinde
Must we starve on crumbs from long ago
– Uzun zaman önce kırıntılarda açlıktan ölmeli miyiz
Through bars these men made steel
– Parmaklıklar aracılığıyla bu adamlar çelik yaptı
Is it a great or little thing we fought
– Savaştığımız büyük mü yoksa küçük bir şey mi
Knelt the conscience blessed to kill
– Öldürmek için kutsanmış vicdanı diz çöktü
Must it take a life for hateful eyes
– Nefret dolu gözler için bir hayat sürmeli mi
To glisten once again
– Bir kez daha parlamak için
‘Cause we find ourselves in the same old mess
– Çünkü kendimizi aynı eski karmaşanın içinde buluyoruz
Singin’ drunken lullabies
– Sarhoş ninniler söylemek
Ah, but maybe it’s the way we’re taught
– Ah, ama belki de bize öğretilme şekli budur.
Or but maybe it’s the way we fought
– Ya da belki de bu şekilde savaştık
But a smile never grins without tears to begin
– Ama başlamak için gözyaşları olmadan bir gülümseme asla sırıtmaz
For each kiss is a cry we all lost
– Çünkü her öpücük hepimizin kaybettiği bir ağlamadır
Though there is nothing left to gain
– Kazanacak bir şey kalmasa da
But for the banshee that stole the grave
– Ama mezarı çalan ölüm perisi için
‘Cause we find ourselves in the same old mess
– Çünkü kendimizi aynı eski karmaşanın içinde buluyoruz
Singin’ drunken lullabies
– Sarhoş ninniler söylemek
I sit in and dwell on faces past
– Oturuyorum ve geçmiş yüzler üzerinde duruyorum
Like memories seem to fade
– Anılar kayboluyor gibi görünüyor
No color left but black and white
– Renk kalmadı ama siyah beyaz
And soon will all turn gray
– Ve yakında hepsi griye dönecek
But may these shadows rise to walk again
– Ama bu gölgeler tekrar yürümek için yükselebilir mi
With lessons truly learnt
– Gerçekten öğrenilen derslerle
When the blossom flowers in each our hearts
– Çiçek her kalbimizde çiçek açtığında
Shall beat a new found flame
– Yeni bulunan bir alevi yenecek
Must it take a life for hateful eyes
– Nefret dolu gözler için bir hayat sürmeli mi
To glisten once again
– Bir kez daha parlamak için
‘Cause we find ourselves in the same old mess
– Çünkü kendimizi aynı eski karmaşanın içinde buluyoruz
Singin’ drunken lullabies
– Sarhoş ninniler söylemek
‘Cause we find ourselves in the same old mess
– Çünkü kendimizi aynı eski karmaşanın içinde buluyoruz
Singin’ drunken lullabies
– Sarhoş ninniler söylemek
Singin’ drunken lullabies
– Sarhoş ninniler söylemek

Flogging Molly – Drunken Lullabies (Acoustic) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.